İsveç ligi pazar akşamüstüne doğru sona erdi, Elfsborg şampiyon oldu. Ben asıl İsveç'in Süryani takımlarına bakıyorum.
Geçen seneki gibi, 2. Lig üçüncüsüyle baraj maçına kalma tehlikesini son haftalara kadar hissetmişlerdi, neyse, sondan 4. pozisyonlarını koruyup kurtuldular. Syrianska’dan bahsediyorum, Süryani göçmenlerin kulübü. 2010’dan beri İsveç’in en üst liginde (Allsvenskan). Bir başka Süryani kulübü, Assyriska, 2. Ligde ortalarda takılıyor.
İsveç 3. Ligi’nde de bir Süryani kulübü var: Syrianska Kerburan. Küme düşme hattının hemen üzerinde yer aldı.4. Lig’deki Süryani kulübü Valsta Syrianska’nin şampiyon olarak terfi etmesi sayesinde, seneye 3. Lig’de bir Süryani derbisi oynanacak.
Bunu Türkiye’den yazmak ne hazin, ne zelildir; İsa’nın dilini konuşan bu halkın anayurdu, Mezopotamya’dır. 1. Dünya Savaşı’nda katliama uğradıktan sonra mülteci olup dünyaya saçılan nüfuslarının büyük bir bölümü İsveç’e yerleşti.
Daha sonraki kuşaklarda da, baskıdan ve ‘gizlenmekten’ bunalarak veya ekonomik darlıktan dolayı Türkiye’den gidenler genellikle İsveç’in yolunu tuttular. 1970’lerde, İsveç’e entegrasyonlarının ve aynı zamanda kendilerini ifade gücü kazanmalarının bir merhalesi olarak, futbol kulüpleri kurmaya giriştiler.Bunlardan kalıcı olan dört kulübün üçü Södertälje’den. Stockholm’ün 30 kilometre güneybatısındaki bu küçük sanayi şehrinde 20 bini aşkın Süryani yaşıyor.
1.Lig’e çıkma gururunu ilk tadan Süryani takımı, Kırmızı-Beyazlı Assyriska olmuştu. 2005’te Allsvenstan’a çıktılar ama sadece 4 galibiyet kazanıp hemen düştüler. Şimdi, Sarı-Kırmızılı Syrianska, kalıcı olmayı hedefliyor. Uzun yıllar amatör kümede mücadele ettikten sonra 2008’de 2., 2010’da 1. Lig’e çıktılar.
Cemaat gururla ve sevinçle sarılmış şimdi takımına. 6500 kişilik nohut oda bakla sofa statları bebesinden bastonlu ninesine her yaştan insanla dolup taşıyor, çevredeki balkonlar da tıklım tıklım oluyormuş.
Süryanilerin yaşadığı her yerde taraftarları var. Qolo adlı internet radyosu, Syrianska maçlarını 82 ülkeye naklen yayımlıyor. Bir tür futbol haccından söz edebiliriz; Avrupa’nın birçok ülkesinden Süryaniler onların maçlarına İsveç’e gidiyorlar. İsviçre’den otobüs tutup Syrianska maçına giden taraftar grubu bile olmuş! Syrianska bu yaz oradaki Süryani topluluğunun davetlisi olarak bir hafta Almanya’da kamp yaptı.
Bu arada Carl Zeiss Jena’nın Alman-Süryani oyuncusu Christian Demirtaş’ı transfer ettiler. Demirtaş, Almanya ve Türkiye’den daha cazip teklifler olmasına rağmen Syrianska’yı tercih etmesini “Çünkü bir nevi gayri resmi milli takımımızdır” diyerek açıkladı.
Teknik direktör ‘kâğıdı’ olmadığı için kulübede Nihat Doğan usulü ‘yönetici’ sıfatıyla oturan hocaları Özcan Melkemichel’e “Bay Syrianska” diyorlar; 1983’ten beri oyuncu ve antrenör olarak bu kulüpte. Kadroda Süryanilerin yanı sıra Sırp, Boşnak, Kongolu, Nijeryalı ve tabii İsveçli topçular var. 2010’da Ceyhun Eriş burada oynamıştı!
Gençlerbirliği’nde iki sezon oynayan Arnavut kökenli Labinot Harbuzi de şimdi Syrianska’da.
İsveç Süryani topluluğunun yetiştirdiği mühim oyuncularından biri olan David Durmaz’dan bahsedeyim. 2001’den beri profesyonel futbolcu. Assyriska’nın 1. Lig’de kadrosunda oynamıştı, şimdi de Syrianska kadrosunda yer alıyor. 2009’da Denizlispor’a transfer olmuş ama parası ödenmeyince geri dönmüştü. Atalarının sürgün edildiği Anadolu’ya futbol marifetiyle dönen ilk kişi olacaktı. Bu ilk, onun emmioğluna nasip oldu: Gençlerbirliği’nde fırsat bulduğunda rakip savunmaları harmanlayan Jimmy Durmaz’a.
Ahmet Kaya’nın şarkısını mırıldanalım: ‘Mahlemizde hoş Süryani/ Öpeyim sol yanağıni’…
Kaynak: Radikal Gazetesi, TANIL BORA ; Güncelleme Tarihi: 8 Kasım 2012