Süryaniler Ortadoğu'nun asli unsurlarındandır. Hemen hemen bütün Ortadoğu'ya yayılmış bir vaziyettedirler. Süryanileri değerlendirirken at gözlüğü takmamak gerekir. Süryaniler yalnız Türkiye'de yaşayan insanlar değildir. Dünyanın bütün ülkelerinde yaşarlar. Hatta Şanlıurfa'dan Hindistan'a dahi göç eden Süryaniler bile mevcuttur. Şu anda Süryaniler'e yeryüzündeki çoğu ülkelerde rastlanılabilmektedir.
Süryaniler, Türkiye coğrafyasında da yaşarlar. M.Ö. 4500 yıllarına dayanan tarihleriyle dinsel, dilsel ve diğer kültürel özellikleriyle Anadolu'nun renkli mozayik parçalarındandır.
Süryaniler Kuzey Irak'ta da Asuri olarak isimlendirilmektedir. Türkmenlerden sonra üçüncü etnik güçtür. Süryanilerin bölgedeki hamiliğinin bize çok şey kazandıracağı inancındayım. Süryanilerin anavatanı olarak görev üstlenmemiz gerekirken ve bölgede Türkmen kartı haricindeki Asuri kartı ile de oynamamız gerekir. Bu yeni oluşum Türkiye'nin kilit ülke pozisyonunu daha da güçlendirecektir. Fakat bölgeyi bırakın, ülkemizde dahi Süryanileri tehlike olarak gören zihniyet mi bölgede Süryani hamiliğini üstlenecek?
Süryani toplumu son yıllarda, ekonomik sorunlar ve bölgede yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle, Amerika, Avustralya ve yoğun olarak Avrupa Birliği ülkelerine göç etmişlerdir. Ancak her ne kadar göç etmişlerse de, hiç bir zaman Türkiye ile olan ilişkilerini koparmamışlardır. Süryanilerin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden göç etmesiyle bir çok köyleri boşalmış, kırsal kesim ve şehir merkezlerinde kendilerine ait bir çok gayri menkulleri olduğu gibi kalmıştır. Geride kalan gayri menkulleri kimilerince yağmalanmış, kimilerince de yıllardır ücretsiz olarak kullanılmaktadır. Bunca köy ve gayrimenkul bu şekilde terk edilmişken, Mardin'de korkunç boyutlarda arazi satın aldıkları ancak bölgeyi hiç tanımayan birileri tarafından bu kadar mesnetsiz iddia edilebilir.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi olan AKP Tokat Milletvekili sayın Resul Tosun'un "Süryaniler hem her türlü insan haklarından yararlansınlar, ama devlet de bu tür gelişmeleri göz önünde bulundursun diye kayıtlara geçirdik" şeklinde yazılı tespitte bulunmasını bilgisizlik veya yanlış yönlendirme sonucu olduğunu düşünüyorum.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi olan AKP Tokat Milletvekili sayın Resul Tosun'un ve partisinin çabaları sonucu böyle bir kartı oynamamız da çok zayıfladı. Acaba iç politika malzemesi mi yapıldı sorusu geliyor akla.
Türkiye Süryani kartını hiçbir zaman gereği gibi oynayamadı. Bu konuda Ak Partiyi de eleştirmek gerekir. Hayatında Süryani görmemiş bir milletvekiline Süryanileri araştırma görevi verilmesi ya bilgisizlikten kaynaklanmıştır veya kastidir.
Bir örnek vermek gerekirse, bu hayatında balık tutmayan, balıkçılıktan hiç anlamayan, balıkçılığın ne demek olduğunu bilmeyen bir milletvekiline balıkçılıkla ilgili sorunları araştırmak için görev vermeye benzer. Ak Partinin Güneydoğu kökenli milletvekilleri dururken neden, Tokat Milletvekilinin bu görev için seçildiği doğrusu anlaşılmaz bir tutumdur.
Ak Partiye sormak gerekir; Tokat Milletvekili hayatında Süryani gördü mü? Süryanilerin nasıl ibadet yaptığını biliyor mu? Süryanilerin yemeğini yedi mi? Süryanilerle diyaloğu nasıl? Yurtdışında yaşayan Süryani Diasporası hakkında ne kadar bilgiye sahip?
1925-1930 yılları arasında Midyat Belediye Başkanlığı yapmış Gelle HÜRMÜZ, İsveç Parlamentosunda iki dönemdir Milletvekilliği yapan Midyatlı Yılmaz KERİMO, İran'da 4-5 Süryani Milletvekili, Suriye'de Midyat Gülgöze (Aynverd) kökenli Kültür Bakanı Denho Davud, Irak'ta eski Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz ve daha niceleri... Örnekler çoğaltılabilir. Bütün ülkelerde Süryaniler bakan dahi olabiliyorken, bizler her zamanki gibi kendi vatandaşlarımızdan korkma psikolojisine mi yakalandık? Edirne'de Pomaklar, Adapazarında Gürcüler, Abazalar, Çerkezler.... vs. toprak satın alırken kimse karışıyor mu?
Bu ülke herkesindir. Bu ülkede yaşayan tüm etnik kökenlilerin bir olma zamanıdır. Ülkemizin yanıbaşında bir savaş, ekonomik kriz ve sıkıntı dururken, kimsenin başkasını kötülemeye hakkı yok. Bizlerin her zamankinden fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Herkes bunun farkında Herkes bu ülkeye saygı duymalıdır. Bu ülkeyi sevenler birleştirici olmalıdır. Bu bir gemiye benzer gemi batarsa herkes batar. Bunun bilincinde olmayanlar da azınlıktadır. Onları da buradan uyarıyorum; gemi batarsa siz de boğulursunuz.
Anlattığım konunun anlaşılması için bazı örnekler vermek istiyorum. Babam Mithat ERDEM, İlk jenerasyon Köy Enstütüsü Mezunu öğretmenlerdendi ve kendisi Süryani köyü olan Yemişli (Enhıl) köyünde 4 yıla yakın öğretmenlik yaptı. Bu sayede de yakın Süryani dostları oldu. Süryaniler bizleri sürekli Midyat'a geldiklerinde ziyaret eder, evimizde yemek yer, babamla sohbet ederlerdi, dini bayramlarımızda gelir ve gerektiğinde de evimizde yatarlardı.Yakın dostum Yusuf BEĞTAŞ, Turabdin Süryani Metropolitliği Genel Sekreteridir. Dünya Kupasında Türkiye-Güney Kore maçı sonrası, Türkiye yendiği için beni aradı; sevincinden ağlıyordu.
Amerika'dan gelen arkadaşım Atilla DURAK, Türk-Amerikan dernekleri ve Fuji Film desteği ile bölgede yaşayan etnik kökenli vatandaşlarımız için fotoğraf ağırlıklı bir kitap hazırlamak için bölgeye geldi ve beraber gezdik. Ne gariptir ki Amerika'dan gelen biri sayesinde hayatımda ilk defa Mor Gabriel Manastırında Pazar ayini izledim. Atilla DURAK ile Batman Beşiri bölgesindeki Yezidi köylerini de gezerken, yine hayatımda ilk defa Yezidilerin nasıl ibadet ettiğine şahit oldum ve kendi ağızlarından Yezidileri dinledim. Bizler Yezidi köylerini gezerken Dünya kupası oynanmaya devam ediyordu. Türkiye-Senegal maçının ikinci yarısında bir Yezidi köyüne vardık ve 15-20 yaşlarında üç yezidi genç ile beraber maçı izledik Yezidi vatandaşlarımızın Türkiye'yi nasıl içten desteklediklerini görürken, çok duygulandım. Tarif edilemez duygular yaşadım.
Ülke olarak bizler Türkiyeli olan Yılmaz KERİMO ve Türkiyeli Süryaniler'le ile gurur duymamız gerekirken bu sıkıntı neden yaratılıyor? Lobi diye çırpınan ve kendini dünyaya anlatamayan ülkemiz için sizce bu şahsiyetler anahtar rolü üstlenemez mi?
Şimdi Tokat Milletvekili Resul TOSUN'a seslenmek istiyorum. Süryaniler en az sizin kadar ülkesini seven insanlardır. Sizler Türkiye maç kazandığı zaman sevinç gözyaşları döktünüz mü? Veya empati yapalım; Güneydoğulu bir milletvekiline Tokat'ı araştırma görevi verilirse ve araştırmadan bazı olumsuz tespitlerde bulunsa idi tepkiniz ne olurdu? İnsan kulaktan dolma şeylerle, hatta hayatında görmediği insanlar hakkında boş konuşmasın. Tokat Milletvekiline Dışişleri Bakanlığı Süryani Masasıyla görüşmesini tavsiye ediyorum.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde, gerek ekonomik gerekse de Avrupa ile olan siyasi ilişkilerimizin güçlenmesi açısından Süryanilerin de sorumlulukları vardır. Onlar bu sorumlulukları yerine getirmeye hazırdır. Yeter ki sorumsuz ve analitik olmayan açıklamalarda bulunmayalım.
Günümüzde Süryanilerin çoğu Avrupa Birliği ülkelerinde yaşamakta; ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan belli bir seviyeye gelmiş bulunmaktadırlar. Bu potansiyelin Türkiye'ye aktarılması, ülkemize hem ekonomik yararlar sağlayacak, hem de ülkemizin Avrupa Birliği ile olan yakınlaşmasını ve bütünleşmesini sağlayacaktır. Bu bağlamda Süryaniler, Türkiye'nin Avrupa Birliğine girme sürecinde bir köprü olma işlevini üstlenebilecek durumdadır.
Midyatlı Hobil Rhawi, Süryani Ortadoks Kilisesi adına Midyat Belediyesine, İsveç'in Stockholm kentinden 1 tır dolusu tıbbi malzemeyi hibe olarak göndermiştir. Midyat Belediyesi olarak, kardeş şehir olabilmemiz için, tarafımdan İsveç'in İstanbul Konsolosluğuna müracaat ettim. Yusuf BEĞTAŞ'ın ve Milletvekili Yılmaz KERİMO'nun çabaları sayesinde, İsveç'in Södertalje kenti Belediye Başkanı ve 5 kişilik heyeti Belediyemizi ziyaret ettiler. Mayıs ayında da iade-i ziyarete gitmeyi düşünüyoruz. İşte Süryani Diasporası ve yaptıklarından dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Ağustos ayında Gabriel ...... adında Midyatlı Süryani bir iş adamı Midyat'a deve kuşu çiftliği açmak için geldi. Gabriel bey ile beraber Başta Midyat Kaymakamımız ve diğer yetkilileri gezdik. Kaymakam bey gereken ilgiyi esirgemedi. Arazi satın almak için de Midyat Mal Müdürü'ne yöneltti ve Midyat Mal Müdürünün "arazi isterseniz ucuza vermem" lafı yatırımcı arkadaşımızı çok kırdı. Gelen yatırımcıya yolunacak kaz muamelesi yapmak akıl almaz bir şeydir. Üstelik biz kendisine "ucuza ver" diye bir teklifte bulunmamışken, gereksiz konuşması anlaşılmaz bir durumdur.
Yatırımcıların son yıllarda Bulgaristan, Macaristan ve Hatta Suriye'yi seçmelerinde bu kriterler rol oynamıştır. Diğer ülkeler yatırımcıları teşvik ederken, bizler bırakın yardım etmeyi daha köstek olmaktayız.
Sonuçta Süryaniler işçi olarak gittikleri ülkelerden işadamı olarak geri dönmekte ve yatırımlarını da doğdukları topraklarda yapmak istemektedirler. Bunda gocunacak bir şey arayan abesle iştigal eder. Örneğin neden bir Hollandalı bir turizm yatırımı veya bir sanayi yatırımı yapınca iyi oluyor da; üstelik bu vatanın evladı bir Süryani, yani yabancı da değil, yatırım yapmaya gelince, veya toprak alınca sorun oluyor. Süryanilerin başka bir ülkenin vatandaşları kadar da mı hakları yok?
Bu konuda Eski başbakanımız Sayın Bülent Ecevit, Avrupa'ya göç etmiş olan Süryanilere yönelik olarak bir genelge yayınlamışlardır. Genelgesinde "çeşitli sebeplerle ülkeden ayrılıp Avrupa ülkelerine iltica etmiş veya yerleşmiş olan Süryani asıllı yurttaşlarımızın, talepleri halinde köylerine geri dönebilecekleri, tüm anayasal, yasal ve demokratik haklardan serbestçe yararlanmaları devletimizin güvencesi altındadır" şeklinde beyanda bulunmuşlardı. Başbakanlık genelgesi mi uygulanmıyor? Yoksa Tokat Milletvekili Genelgeden bihaber mi?
Yabancı yatırımcıları yatırım için davet üstüne davet ederken, yerli vatandaşlarımızın da yatırım yapması sizce iyi değil mi ? Üstelik yatırım için gelen Süryanilerin çoğunun ihracat bağlantıları da hazırdır. Kaldı ki yatırım için olmazsa bile bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kendi ülkesinde toprak satın alması kadar doğal bir şey olamaz.
İnsanlar eleştirilebilir. Ama lütfen eleştirdiğiniz insanları tanıyın, anlayın, onlarla konuşun, empati kurun, analitik davranın. Eleştirilerinizi daha sonra yapın. Bu kriterlere herkes saygı duymak zorundadır.
Sevgi ve saygılarımla