Mıgırdiç Margosyan, Tespih Taneleri, Ekim 2006, Aras Yayınları, 525 sayfa
Nereden geliyorsun, kul olayım sesine turna
Bizim diyarlardan bir haber yok mu turna?1
Süryani Edebiyat Dergisi Heto’nun Ocak 2001 tarihli sayısına verdiği mülakatta “benim çerçevem insandır” diyordu Mıgırdiç Margosyan. Gavur Mahallesi (1992), Söyle Margos Nerelisen? (1995) ve Biletimiz İstanbul’a Kesildi (1998) adlı öykü kitaplarında bu felsefeye uygun olarak kendisinin ve çevresindeki insanların gündelik yaşamlarını anlatıp Diyarbakır’ın 1940’lar ve 1950’lerdeki zengin mozaiğini ve kültürünü gözler önüne sermişti. Margosyan son kitabı Tespih Taneleri’nde de anlatısının merkezine insanı koyuyor ve tespih taneleri misali farklı coğrafyalara saçılmış yaşam öykülerini anlatıyor. Çoğu doğdukları topraklara bir daha dön(e)memiş ve oralara olan özlemlerini çocuklarıyla, şiirleriyle, hikayeleriyle ve romanlarıyla ifade etmiş insanların öykülerini…
Tespih Taneleri’nin çoğu kahramanı yaşadıkları mekanların ötekileridir. Ötekilik kimi zaman gavurlukta kimi zaman Kürtlükte ifade bulur. Margosyan ve Gavur Mahallesi’nde oturan diğer “Ğhaçolar” “top sehasi” yüzünden meydan savaşına tutuştukları Müslüman çocukların gözünde gavur oğlu gavurlardır. Gavur Mahallesi’nin Ğhaçosu babasının “şimdi oğhımağ zamanidir” buyruğuyla anadilini öğrenmek için İstanbul’daki Bezciyan Yetimhanesine geldiğinde ise oradaki Ermeni çocukların gözünde Diyarbakır’dan gelmiş bir Kürt’tür. Yetimhanedeki bu karşılama merasimi ve Margosyan’ın İstanbul’daki ilk yıllarına dair okuyucuya sunduğu kimi kesitler farklı coğrafyalarda yaşayan ve farklı toplumsal sınıflara mensup Ermeniler arasındaki gerilimlere göndermeler yapıyor. Dolayısıyla Türkiye’deki azınlık toplumlarının heterojen yapısına dair önemli ipuçları sunuyor.
Tespih Taneleri’nin küçük insanları büyük adamların insan unsurunu göz ardı ederek oluşturdukları milliyetçi anlatıların içini boşaltıyor. 1915’te yaşananlar “Kafle” yollarında beş çocuğunu kaybeden ve kızı Mirye ile oğlu Sarkis’i ancak yıllar sonra bulabilen Saro Nine’nin, İncil’e el basıp annesine memleketi Haredan’a gitmeyeceğine söz veren Dişçi Sarkis’in, Amerikalı Bill Nacaryan ve yeğenlerinin; Kıbrıs’ta 1950’li yıllarda yaşananların Türkiye’de yarattığı gerilimler Kıbrıs mitingleri sırasında suratlarında kavun karpuz kabukları patlayan Diyarbakır Demirciler Çarşısı’ndaki Ermeni zanaatkarların; 6-7 Eylül 1955’te İstanbul’da gerçekleşen yağma Zulal ile Mıgırdiç’in hikayeleri üzerinden okunduğunda milliyetçi tahayyüllerden arınmış daha eşit ve adil bir dünyaya duyduğumuz ihtiyaç kendini en çıplak şekliyle gösteriyor.
Tespih Taneleri hakkındaki bu kısa yazımızı Aras Yayınları hakkında bir değerlendirme yaparak noktalayalım. Krikor Zohrab, Hagop Mıntzuri, Zaven Biberyan, Mıgırdiç Margosyan, Kirkor Ceyhan ve Agop Arslanyangibi Ermeni edebiyat ve düşün dünyasının önemli isimlerini Türkçe okuyabilmemizi sağlayan yayınevi çalışanlarının ellerine emeklerine sağlık!
1 Tespih Taneleri, sayfa 462.
Makale Yazarı: Can NACAR
Güncelleme Tarihi : 21 Eylül 2007