Acısıyla tatlısıyla bir yıl daha geride kaldı. 2003 yılı, bir çok açıdan sevimsiz bir yıl olarak anılacak. Özellikle bu yılın ortalarında yanı başımızda yaşanan haksız savaş, sorunların daha da ağırlaşmasına sebep olmuştur. Gerçi Irak halkı yıllardır yaşadığı korkunç bir baskı rejiminden kurtulmuştur ama savaş sonrası yaşanan gelişmeler bu bölgede suların kolay kolay durulmayacağını göstermiştir. Bölgeden gelen haberler durumun sanıldığından daha sıkıntılı olduğunu göstermektedir. Ortadoğu'da Filistin halkının yıllardır yaşadığı dram devam ederken, şimdi sorunlara bir yenisi daha eklenmiştir. Savaş sonrası yaşanan kargaşa ortamından Türkiye de etkilenmiştir. İstanbul'da ard arda yaşanan intihar ve terör eylemleri, savaşın yarattığı kaos etkisinin kolay silinmeyeceğini ve bu tür terör eylemlerin giderek tırmanabileceğini göstermiştir.
Özellikle Yahudilere ait ibadethaneleri hedef alan eylemler, azınlıkların da kolayca hedefte olabilecekleri gerçeğini gözler önüne sermiştir. Zaten hayatlarını dönem dönem tedirginlikle sürdüren azınlık bireyleri de tüm toplumla beraber bundan sonra daha da tebdirli ve dikkatli olmaya çalışacaklar. Azınlıklara ait kurumların, bu tip terör eylemlerinde kolaylıkla hedef seçilmesi bizleri gerçekten üzmektedir. Her dinden ve inançtan masum insanların ölebileceği bu tür eylemler, ayrıca ülkenin renkli mozaiğine vurulan ölümcül darbeler olmaktadır. Bu eylemleri yapanların, bu noktayı da göz önüne aldığına inanmaktayız.
Bu yılın Türkiye açısından önemli gelişmeleri ise Avrupa Birliği yolunda hükümetin yaptığı hukuksal ve anayasal değişikliklerdi. Uyum yasalarının altıncı ve yedincisi olarak adlandırılan bu değişiklikler, eğer gerçek anlamda uygulanabilirlerse insanların daha demokratik ve özgür bir Türkiye'de yaşayabileceğini vaat ediyor.
Hakların geliştirilmesi çerçevesinde teoride yapılan bu değişiklerin pratik hayata yansıması biraz zaman alacağa benziyor. Bürokrasinin ve devlet kurumlarının henüz bu değişimlere hazır olmaması uygulamalarda bir çok aksaklığa yol açmaktadır.
Örneğin en son çıkartılan Yerel Dillerde Yayın Yapılmasına Dair Yönetmelik, henüz bu yasaların insanlara sunduğu özgürlüklerin çok uzağında yorumlandığını göstermektedir. Yasalarda bir takım değişikliklerin yapılması elbette sevindirici bir gelişme ama yasa koyucuların uygulamada bu değişikleri yaptıkları düzenlemelerle kuşa döndürdüğünü gözlemlemekteyiz. Bu değişiklikler sonrası Ermeni azınlığı, kendi dilinde yayın yapan bir radyo kurmak için çalışmalara başlarken, uygulama kriterlerine göre bu girişimin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı akıllarda bir soru işareti olarak kalmaktadır. Oysa ki Lozan Antlaşması'nın azınlıklar ile ilgili maddeleri böyle bir olanağı azınlıklara sağlarken, günümüze kadar insanların taşıdığı endişeler ve ülkenin demokratik olmayan yapısı bu tür uygulamalara geçilememesine neden olmuştur. Aynı sorunları Süryaniler de yaşamış ve hala da yaşamaktadırlar. Bugün bir çok Süryani bireyi bu ülkede ne olarak tanımlandığının bilememenin sıkıntısını yaşamaktadır. Devletin farklı kurumları, Süryaniler hakkında farklı görüşler öne sürmüştür. Bugün gelinen noktada, devletin Süryaniler'i fiilen azınlık olarak tanımlaması bile kafalardaki şüpheleri giderememiştir. Sonuçta azınlık olarak tanınsa bile uygulamalardaki farklılıklar sürdükçe kafaların netleşmesi epey bir zaman alacaktır. Ayrıca Süryaniler'e, uyum yasalarının hayata geçirilmesinden sonra vakıflar ve dil konusunda yaptıkları başvurulara dolambaçlı cevaplar vermeyle yetinilirken bu konudaki hak gelişim süreci de maalesef yine Avrupa Birliği'nin hamiliğine bırakılmıştır..
Düzenlemelerle ilgili son gelişme de Avrupa Birliği'nin 5 Kasım'daki ilerleme raporunda vakıflarla ilgili düzenlemerin geliştirilmesi gereğini sunması üzerine Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve ilgili kuruluşların biraraya gelerek cemaat vakıflarının itirazları doğrultusunda hazırlanılan kanun tasarısı taslağını görüşmesi oldu. Daha önce yapılan toplantıda yeni taslağın hazırlanması için İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Hatemi' ye görev verilmişti. Hüseyin Hatemi , Cemaat Vakıflarıyla ilgili yaptığı açıklamada değerlendirilen durumun din ve vicdan özgürlüğüyle temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir konu olduğunu, bu nedenle cemaat vakıfları üzerindeki Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün vesayet ve denetiminin kaldırılması gerektiğini, keza devletin bu kuruluşlar hakkında fiili ve siyasi mütekabiliyet fikir ve uygulamalarını terk etmesi gerektiğini vurgulayarak, fermanlarla faaliyet gösteren gayrimüslim kurumların bu müktesep hakları nedeniyle cemaat vakfı statüsüne alınması yolundaki önerisini dile getirdi..
Devletin, bu bağlamda azınlık toplumlarına artık daha net yaklaşımlarda bulunması ve kazanılmış haklarına riayet edilmesi için gerekli girişimlerin insan hakları ana temelinde sürdürülmesi, bu tür demokratik zihniyetlerin tüm toplum fertleri için de uygulanmasında zemin hazırlayacaktır...Bir ülkenin vatandaşlarının kendi kültürlerini , evrensel haklara aykırı olmamak kaydıyla yaşatması o ülkenin zenginliği için paha biçilmez değerler olarak adledilmelidir..
Hıristiyanların her sene kutladığı Noel yortusu, bu sene yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle biraz tatsız bir şekilde kutlandı. Gerçi Kiliselerde yapılan ayinlerde bir bayram coşkusu her zamanki gibi vardı ama yaşlı dünyamızda giderek artan şiddet ve kaos ortamı bu coşkuyu gölgelemekteydi. İnsanları sevgi ve inanca yönelten dinlerin, artan huzursuzluklarda yatıştırıcı ve uzlaştırıcı bir rol oynaması dileğiyle, tüm insanların yeni yıllarını kutluyoruz ve yeni gelen yılın insanlara huzur ve barış dolu günler getirmesi diliyoruz.
Not : “Renkler Solmasın Kültürler Kaybolmasın” manifestosu ile yayın hayatına devam eden sitemiz, 2.yaşını doldurmuş bulunmakta. Bu 2 yıllık süreç boyunca sizlere Süryanileri ve kültürlerini, Süryani bireyleri olarak elimizden geldiğince tanıtmaya çalıştık. Ayrıca Süryani toplumu ile ilgili güncel bilgileri size vermeye çalıştık. Sitemizde günden güne artan bilgi arşivine daha kolay ulaşabilmeniz için, sizlere ana sayfada bir arama indeksi sunuyoruz. Artık ulaşmak istediğiniz tüm bilgilere, arama indeksi sayesinde daha kolay ulaşabilecek ve sitenin geniş arşiv bölümünde boşuna zaman harcamaktan kurtulacaksınız. Yeni yılda, yeniliklerle tekrar karşınızda olabilmek dileğiyle hoşçakalın.
Resim : Amerikalı fotoğrafçı Angel Chevrestt