Tekrar sizlere ulaşabilmenin sevincini yaşıyoruz. Sitemizin açıldığı gün, sitenin nasıl bir izlenme seyri izleyeceğini bilemiyorduk. Bundan dolayı site ekibi olarak meraklı bir bekleyişin içine girmiştik. Fakat daha sonra istatistikler elimize ulaşmaya başladıkça endişelerimiz güzel bir sevince dönüştü. Gerçekten sitemize iyi bir ilgi vardı. Rakamlar bunu doğruluyordu. İlk bir ay boyunca sitemiz günde ortalama 50 farklı kişi tarafından ziyaret edilmiş ve sayfalarımız 24 bin kere tıklanmıştı. Başlangıç için bunlar gerçekten iyi rakamlardı. İlginç olan ise daha sitemizi arama sitelerine kaydetmedik. Yakın zamanda bunu gerçekleştirebilmek için çalışmalarımız sürüyor. Sitemizi, arama sitelerine kaydettiğimizde bu rakamların daha da artacağına inanıyoruz. Ayrıca sitemizin açılışını yurt içinde ve dışında yayın yapan çeşitli kuruluşlara, gazetelere, kurumlara ve önemli yerlere bir e-maille bildirdik. Bu maillere cevaplarda geldi. İlerde bunları da yayınlayacağız. Bizi umutlandıran başka bir gelişme de sitemizin yurtdışındaki insanlar tarafından da takip edilmesiydi.
Ekibimizi sevindiren diğer bir gelişme ise sitemize üye olan insanlardı. Şu an için 60'ı aşan üyemiz var. Çok yakın bir zamanda üyelerimizi bir araya getirmeyi planlıyoruz. Şu an için bunun hazırlığındayız. Tarihler belli olduğunda bunu bütün üyelerimize e-mail yoluyla bildireceğiz. Ayrıca sitemize üye olan insanlara, yaptığımız her güncellemeyi anında bildiriyoruz. Sitemizin en çok ilgi gören bölümü forum köşesi. Gerçekten bu bölüme giren arkadaşlarımız arasında güzel tartışmalar oluyor. Böyle bir platformu meydana getirdiğimiz için mutluluğumuz bir kat daha artıyor. Sitemize yeni bir yazar arkadaşımız katıldı. Mor Gabriel Manastırında melfono (öğretmen) olan ve bu manastırdaki bütün kültür faaliyetlerinde imzası bulunan değerli arkadaşımız Yusuf Beğtaş güzel yazıları ile devamlı aramızda olacak. Sayın Yusuf Beğtaş'a sitemize hoşgeldin diyoruz. Yusuf Beğtaş bize "Anadolu'nun Solan Rengi Süryaniler" başlıklı enfes bir yazı yolladı. Bu yazıyı şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum. Faruk Kahraman'da nakuşo (Süryanilerin eskiden çan yerine kullandığı alet) ile ilgili güzel bir araştırma yaptı. Bu yazıyı da zevkle okuyabilirsiniz. Güncellenen diğer bir bölümümüz ise "Günümüz Süryanileri" adlı köşe. Bu bölümde Süryaniler için çok değerli bir manastır olan Deyrulzafaran manastırını geniş bir biçimde tanıtıyoruz. Diyarbakır'da düzenlenen fotoğraf sergisiyle ilgili geniş bir haberi de güncellenen haberler bölümünde bulabilirsiniz. Tarlabaşı Meryem Ana kilisesinde yapılan vakıf seçimleri de sizler için takip ettik. Bu seçime ait haberi de sitemizde bulabilirsiniz. Sitenin açılışında yer verdigimiz gelenekler bölümündeki yazımızı eksiklikler nedeniyle yeniden düzenledik. Açıldığımız günden beri elimize ulaşan her türlü bilgi, haber ve gelişmeyi sizlere anında iletmeye çalışıyoruz. Sitemize gösterdiğiniz ilgi için hepinize teşekkür ediyoruz.
Forum bölümüne katılan arkadaşlarımızdan bazıları kilise dışında gelişen Süryani edebiyatı örneklerini talep ettiler. Bende bu isteği yazımda yerine getirip, İsveçte yaşayan
Tuma Bar Savme isimli bir Süryani'nin yayınladığı "
Yawno (Güvercin)" isimli şiir kitabından "
Yalnızlıklar Seli"adlı şiiri sizlerle paylaşıyorum. Yurtdışında yaşayan Süryanilerin duygularını en iyi biçimde anlatan bu şiirde kendinizden de bir şeyler bulacağınıza inanıyorum. Bir dahaki buluşmamıza kadar hepinize hoşçakalın diyorum.
YALNIZLIKLAR SELİ
Dalsız yapraksız ve çırılçıplak
Üşümek yok
Soluksuz bir ağaç gibi,
Titreme yok.
Gökten yağmayan yağmur gibi,
Gözyaşı yok.
Doğmayan güneş gibi,
Gülümsemek yok.
Tırmanacak dağ yok.
Umut yok.
Sevgi yok.
Dolu dolu yaşanacak aşk yok.
Bu yoklar arasında yaşayan
Ve yalnızlık seline kapılan
Bir ben varım.