Bu coğrafyanın en eski halklarından biri olan
Süryanileri ve onların kültürlerini anlatan eserlerin sayısı ne yazık ki çok değil. Kamuoyunda bu tür kültürlere ilgi duyan duyarlı araştırmacıların çalışmaları ile nadiren karşılaşabiliyoruz. İşte bu duyarlı insanlardan biri olan değerli dostumuz
Hakan Aytekin uzun yıllardır peşinde koştuğu bir mektubun hikâyesini
Türkçe/
Süryanice/
İngilizce olmak üzere
üç dilde kitaplaştırarak Süryani kültürüne unutulmayacak bir katkı yapmayı başardı. İnsancıl ve sımsıcak duygular taşıyan bu değerli eseri bize kazandırdığı için kendisine Süryaniler adına ne kadar
teşekkür etsek azdır diye düşünüyorum.
Yayın hayatına atıldığımız 2001 yılında sitemizde bir Süryani tarafından 1992 yılında yazılmış bir mektuba yer vermiştik. Yaklaşık 25 yıl önce Midyat'ın Harabemişke (Dağiçi) köyünden Hollanda'ya göç etmek zorunda kalan bir Süryani olan İsa Bakır, 1992 yılında TRT İNT televizyonunda yayınlanan "İstekleriniz" programına bir mektup yollayarak Orhan Gencebay'dan "Hasret Rüzgârı" adlı şarkıyı istemiş; nihayetinde bu hasret dolu mektup bir çöp kutusunda bulunarak sevgili yönetmen ve öğretim görevlisi dostumuz Hakan Aytekin'in eline geçme şansına sahip olmuştu.
Sevgili dostumuz Hakan Aytekin 1992 yılından beri mektubu saklamış ve mektuptaki adrese cevaplar yazmasına rağmen adres değiştiği için bir türlü mektubun sahibi İsa Bakır ile temasa geçememişti. 2001 yılında Süryani halkını ve kültürünü anlatan "Işık Sesini Arıyor" belgeselini hazırlarken bizlerle tanışan Hakan Aytekin, elindeki bu mektuptan bizleri haberdar etmiş ve mektubun sahibinin gerçek adresine ulaşabilmek için bizlerden yardım istemişti. Öncelikle Hakan Aytekin'in bu Süryaniye yazdığı mektubun cevabını sitede yayınlayarak ona ulaşmaya çalışmış fakat bunda başarılı olamayarak umutlarımızı yitirsek de elimizde var olan tüm imkânları kullanarak Hollanda'da yaşayan İsa Bakır'ın adresini yaklaşık bir yıl sonra bulmuş ve sonradan kitaplaşacak bu iletişim serüvenine önemli bir ivme kazandırmıştık.
Uzun uğraşılar ve harcanan emeklerin ardından Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu’nun katkılarıyla bugün bu eser, okurların ilgisine sunulmuş bulunmaktadır. Ayrıca kitapla ilgili olarak yazarın kendisi tarafından kapsamlı bir internet sitesi de kurularak bu serüvenin ayrıntıları paylaşıma açılmıştır.
Kitabın kapağında da belirtildiği gibi, “kültürel çeşitliliğin toplumsal dokuya kattığı zenginliğin göz ardı edildiği günümüzde, ayrı etnik kimliklere mensup iki birey, "medeniyet çatışması tezi"ne nispet edercesine aralarında köprüler kuruyor. Bu serüvende diyalogun resmi söylemlerde değil hayatın tam içinde; sevginin cep telefonlarının kalıplaşmış mesajlarında değil yürekte yaşanabildiğine tanık oluyoruz. Anadolu'nun zengin kültürlerinden ve yapı taşlarından biri olan Süryanilerin "ötekini kendin gibi sev" felsefesiyle önyargısız yaklaşımların açtığı kapılarda soluklanıyoruz.”
Ağacından ve toprağından ayrı düşmüş insanlara ithaf edilen bu değerli eserin ana kahramanı İsa Bakır'ın şu bilgece sözleri kitabın insanlara vermeye çalıştığı mesajı özetliyor gibi: "İnsan yüreğinde ne arzuluyorsa onu konuşur" .
İletişimin unutulmaya yüz tutan ama en anlamlı yöntemi olan mektupla binlerce kilometre uzakta, yaşadığı köyüne olan hasretini kelimelerle anlatmaya çalışan İsa Bakır'ın bu çabasının duyarlı insanların dikkatini çekeceğini inanıyoruz. İsa Bakır'ın o dönemde yerine getirilmeyen Orhan Gencebay'ın "Hasret Rüzgarı" şarkısı isteğinin üç telli saz misali bu üç dilli kitap aracılığıyla ses bulacağına ve toprağının kokusunu özleyen herkesin gönül telini titretircesine çalınmış olacağına inanıyoruz.
Farklı kültürlere, dillere ve inançlara sahip olmanın birbirimizi sevmeye asla engel olmaması; "Hasret Rüzgârı"nın herkesin herkesi farklılıklarına rağmen sevebilmesine katkıda bulunmasını diliyor ve umuyoruz.
Fotoğraflar için sayın Hakan Aytekin 'e teşekkür ederiz. Kitabı temin edebilmek için yazara mail atabilirsiniz.