Silik bir kaç sayfa ve okunamayan bir yazı…Diyarbakırlı Süryanilerinin Naum Faik Palak’ın yol göstericiliğinde başlayan basın-yayın faaliyetleri nihayet 16 Temmuz 1910’da Kevkeb Medınho (Şark Yıldızı) adıyla ilk nüshasının ortaya çıkmasıyla yeni bir aşama kaydetmişti. Aynı zamanda adı geçen gazetenin, muharriri, sorumlu yazı işleri, basım emekçisi, malzeme tedarikçisi olarak, kısacası tüm aşamalarını neredeyse tek başına omuzlayan Naum Faik, böylesine zahmete rağmen gazeteyi 27 Temmuz 1912’e kadar ayakta tutmaya çalışmıştır.
Diyarbakırlı Süryanilerin ilk süreli yayım çabası olan Kevkeb Medınho “Şark Yıldızı” Gazetesi 111 yıl sonra nihayet hak ettiği değeri bulmak üzere okuyucularıyla buluştu. Başta Aydın Be-Naqşe’in muazzam azim ve emeği ile transkript edilen gazete, Jan Bet-Sawoce ve Abud Zeytun’un katkılarıyla başta Süryaniler olmak üzere konu ile ilgili olanların gündemine girmesini sağlamışlardır.
Kevkeb Medınho (Şark Yıldızı) Gazetesinin varlığı ve malumat düzeyindeki ilk bilgiler bağımsız araştırmacılar tarafından muhtelif çalışmalara konu edildiyse de, akademilerde bu gazeteye yönelik çalışmaların izine rastlanmaz. Resmi veya özel kitaplıklarda bile izine rastlanmayan “Kevkeb Medınho” gazetesinin tüm sayılarına nihayet ulaşılabildi. İlk 20 sayısı yani 16 Temmuz 1910-8 Nisan 1911 asında yayınlanan nüshaları birinci cilt olarak yayınlanmış oldu. Devamında 27 Temmuz 1912’ye kadar olan kısmı da ikinci cildin konusunu oluşturacaktır.
1868 Diyarbakır doğumlu olan Naum Faik, entelektüel çabalarının kaçınılmaz sonucu olarak omuzlarına yüklediği Süryanilerin varoluş mücadelesi, ortaya koyduğu onlarca eseriyle yaşadığı coğrafyanın dışına taşmasını gerektirmiştir. Şark Yıldızı Gazetesi, neredeyse kendi kaderiyle baş başa bırakılmış Ortodoks Süryani topluluğunun, kendi kültürel kodlarını güncelleyerek geleceğe ulaştırma, Süryanilerin dahilde ve hariçte yaşadıklarını dert edinme uğraşısı, basın ve yayım çabalarını da zorunlu kılmıştı.
Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde ivme kazanan basın yayın faaliyetleri, Diyarbakır’da resmi vilayet gazetesi olarak 1868’de yayınlanan “Diyarbekir Gazetesi” ile başlayan yerel basın çabaları, toplumsal sorunları dile getirmekten ziyade, merkezdeki gelişmelerin yerele aktarılması şeklinde tek yönlü bir iletişim ortamı sağlamaktaydı. Diyarbekir Gazetesi, şehirde ikinci olarak ağırlıklı kullanılan dil olan Ermenice dilinde de yayınlara aralıklı da olsa yer vermekteydi. Şehirde yaşayan Süryani, Keldani, Melkit Rumlar, Yahudiler gibi diğer etnik ve dini sosyal toplulukların bu konuda açılımları söz konusu değildi.
Diyarbakır’da basın-yayın faaliyetlerinin gelişmesi idari anlamda yönetim merkezi olması yanında birçok farklı etnik grup ve inançların da bulunduğu bir mekan olması, üst düzey eğitim kurumlarının varlığı, ticari hayatın canlılığı, batılı misyoner kurumların örnekliğinde matbuatın şehirde yaygınlık kazanmasını sağlamıştı. Süryanilerin, şehirdeki “Rüştiye” derecesindeki eğitim kurumlarının yanı sıra Süryani Kardeşler Şirketinin kurduğu “İdadi” derecesindeki eğitim kurumu, topluluğun okuryazar oranını arttırması yanında oluşturduğu kültürel muhit, bu okulların çevresinde şekillenmekteydi. Şehirdeki “Darulmuallim” okulundan mezun olan Süryani kökenli öğretmenler kendi topluluklarında öğretmen olarak görev almaktaydı. Bu durum Süryani dilinin kullanımını arttırırken resmi dilin de topluluk içerisinde kullanımının yaygınlaşmasını sağlamaktaydı.
1908’de hareketlenen yerel basın, yayıncılıkta özel sermayeli gazetelerin sayısını arttırırken, herhangi bir teknik alt yapıya sahip olmayan toplulukların entelektüelleri, matbaa tesisine ulaşmalarını engellemekteydi. İlk sayıları mumlu kağıt üzerine elle yazılıp teksir makinesiyle çoğaltılma şeklinde ilk sayısı yayınlanır.
Gazete muhalif duruşunu resmi var olan durum üzerinden değil de, topluluğun dini idarecilerine yönelik bir muhalif söylem cesaretini ortaya koyabilmiştir. Süryanilerin kültür havzasının başkaları tarafından ele geçirilme endişesi, öze dönüşü sağlayacak etnik köken, dil ve ortak inanç aidiyeti üzerinden kimlik inşası, mezhep üzerinden oluşturulan parçalanmayı da giderme çabası gazetenin önemli çabaları olmuştur. Siyasi ve politik hak talepleri yerine var olma, kabul görme, adalet talebi sütunlarında işlenen ağırlıklı konulardır. Gazete aynı zamanda genel merkezi Diyarbakır’da tesis edilen “İntibah” derneğinin yayın organıdır. Örgütlü toplumsal yapının ilk denemesi olan “İntibah Cemiyeti” Diyarbakır ve çevresi yanında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birçok şehir ve ülkede hem okuyucu kitlesini geliştirirken hem de ortak dil üretiminin de zorluklarıyla tanışır. Diyarbakırlı Süryanilerinin Türkçe, Elazığ Süryanilerinin Ermenice, Mardin Süryanilerinin Arapça konuşması, yeni oluşan diasporanın da ülkenin diline uyumu gibi sorunlar işin cabasıydı.
Kevkeb Medınho Gazetesi’in okuyucusuna ulaşmasının hikâyesine gelince; Süryani harfleri kullanılarak Türkçe, Arapça, Kürtçe (Garşuni) yazılan gazetenin nüshaları, Naum Faik tarafından, Amerika’da bulunan Diyarbekirli Cebur Boyacı’ya ulaştırılan nüshalarının, Cebur Boyacı tarafından New York kitaplığına bırakmış olduklarından haberdar olunmasıyla başlamış. New York kitaplığı, Kevkeb Medınho nüshalarını mikro filme aktarmış. 2008’de Modern Assyrian Researche Archive’nin yöneticisi Tomas Be-Cavdalla tarafından satın alınmasıyla bize ulaşma süreci de başlamış oldu. Tamamı 40 sayı olan gazetenin ilk 20 sayısını içeren I. Cilt çalışması, gazetenin orijinal görüntüleri, birkaç Osmanlıca belge ve görsellerle zenginleştirilerek Türkçe, Arapça ve Süryanice olarak okuyucuya sunulmuştur.
Mehmet Şimşek’in seslendirmesi ile Naum Faik’in Şevk-i Vatan şiiri:
Yazar: Mehmet Şimşek ; Güncelleme Tarihi: 05 Şubat 2022