Öyle bir futbol takımı hayal edin ki, dünya üzerinde 82 farklı ülkede, 4 milyonun üzerinde taraftarı olsun. Onlar kazandığında, Mardin'de bir kilisenin papazından, Irak'ta bir askere, Suriye'de ki bir çocuktan, dünyanın herhangi bir yerindeki en alakasız bir insana kadar, milyonların yüzü gülsün. Ve yine hayal edin ki bu takım, yok denecek kadar az başarıya sahip bir İsveç 2. lig takımı olsun. Oldu olacak kurucuları, futbolcuları ve taraftarlarının bir bölümü de hiç yabancı olmadığımız, bizden birileri olsun...
İsveç'te yanan Mezopotamya ateşi...
Biz bunları hayal ededuralım, birileri yaklaşık 35 yıl kadar önce gerçekleştirmiş bile. Buz Hokeyinin popülaritesinden dolayı futbolun üvey evlat olarak görüldüğü bir ülkede, her zaman dolu tribünlere oynayan bir takımdan, Assyriska'dan bahsediyorum. Bazılarınız, İsveç'te yanan, bu Mezopotamya ateşine, daha önce şahit olmuş olabilir fakat daha fazla futbolseverin, Assyriska'dan haberdar olması için, bu haftaki yazımı onlara ayırdım.
Assyriska Föreningen yani Asuri -Süryani Göçmenleri Derneği, başkent Stockholm'ün yakınlarındaki Södertälje kasabasında, 1971 yılında kuruluyor. Dernek kuruluşundan 4 sene sonra, yani 1975 yılında, futbol takımını kuruyor. Kulübün kurucuları, 1950'li yıllarda, yaşadığı toprakları terketmek zorunda kalan bir grup Iraklı,Türk ve Suriyeli göçmen. Taraftarı ise, yine göçler sonucu dünyanın her bir köşesine yayılmış Süryani halkı.
Kısa bir tarih turu...
Konunun daha rahat anlaşılabilmesi açısından, kısa bir tarih turu atarak, bilgilerimizi pekiştirmekte fayda var. Kimine göre Süryaniler, kimilerine göre Asurlular.. Mezopotamya'da yeşeren bu uygarlığın geçmişi hakkında, üç farklı rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki, Süryani halkının Aramilerden geldiğine dayanmakta. Buna da, Aramiler'e ait, Arapça'ya benzer harflerin oluşturduğu Aramca dilini kullanmış olmalarını kanıt olarak gösteriyorlar. Diğer rivayet ise, birçoğumuzun adını tarih kitaplarından hatırlayacağı, eski Mezopotamya uygarlıklarından Asurlular'ın torunları olduğu yönünde. Üçüncü rivayet ise, daha genel olarak eski Mezopotamya halklarının tümünü kapsıyor.
M.S. 37 - 43 yıllarında Hristiyanlığı kabul eden Mezopotamya halkları, Süryani adını alıyor ve bu din, ilk kez ülkemiz sınırlarında bulunan Antakya'dan, orta doğuya müjdeleniyor. Kısa sürede geniş kitlelere ulaşmayı da başarıyor. Mardin ise uzun yıllar Kilise Patrikliğinin merkezi olmasına rağmen, 1963 yılından itibaren, merkez, Şam'a taşınmak zorunda kalınıyor. Çünkü 1950'li yıllarda patlak veren olaylar, Süryani halkıyla birlikte, Kilise Patrikliğine de göçe zorluyordu. Bu olaylarla birlikte, Süryanilerin büyük çoğunluğu, yaşadıkları toprakları bırakarak, Avrupa'nın yolunu tutuyor...
Bu göçün nedenleri hakkında yazı yazmaya kalkarsam, inanın bu olay beni aşar. Tarihin kanayan yaralarından biri olan bu zorunlu göçün nedenleri, asıl konumuz nedeniyle bizleri şuan için hiç ilgilendirmiyor. Bizleri ilgilendiren, bu göç eden gruplardan, yolu İsveç'e düşen futbol tutkunları..
Assyriska'nın Hikayesi...
İşte Assyriska'nın hikayesi tam da burada başlıyor. 1974'de kurulan takımın kadrosu 1 kişi hariç tamamen Süryanilerden oluşuyordu. Yabancı bir futbolcunun takımda olmasının nedeni ise henüz Süryani bir kaleci bulamamış olmalarıydı. İlk resmi maçına 1975'te çıkan Assyriska, kısa zamanda dünya üzerinde yaşayan tüm Süryanilerin milli takımı haline geliyor ve 9700 kişilik stadı, her maç, tıklım tıklım dolmaya başlıyordu. Zaman ilerledikçe Assyriska'nın ünü yayılıyor ve sadece takımının bir maçını izleyebilmek için birçok süryani, ülkeler, hatta kıtalar arası, yolculuklar yapıyordu. Formasına, Kırmızı - Beyaz hakim olan Assyriska, bu renkleriyle, aslında ait olması gereken toprakların özlemini mi yansıtmak istemişti, bilinmez fakat o formanın, milyonlarca kişi için kutsal sayıldığı bir gerçek.
Radikal Bir Karar...
Takıma artan bu ilginin ardından, artık sportif başarının da gelmesi gerektiğini düşünen yöneticiler, 1990 yılında, radikal bir karar alarak, artık tüm oyuncularının Süryani futbolculardan oluşmayacağını, kadrolarını zenginleştirmek adına, takıma transfer yapabilecekleri açıklamasını yapıyor ve Superetten, yani 2. Ligde mücadele veren, Assyriska, bu yerinde kararın meyvelerini birkaç sene sonra toplamaya başlıyordu. Kulübün basın sözcüsü Fehmi Taşçı, o dönemlerde yapmış olduğu bir açıklamada, zor bir karar olmasına rağmen, doğru olanı yaptıklarını söylerken, Södertälje'nin en büyük kulübü olduklarının altını çiziyor ve savunmada, sert futbol oynayan birkaç İsveç'liye ihtiyacları olduklarından, böyle bir çözüm yolu ürettiklerinden bahsediyordu. Birçok futbolseverin Ajax ve İsveç milli takım formasıyla yakından tanıdığı, Mardin doğumlu, Kennedy Bakırcıoğlu da, futbola bu dönemlerde, Assyriska'da başlıyor. Kennedy'nin babası Bünyamin Bakırcıoglu'nun da, Assyriska'nın ilk yıllarında takımın vazgeçilmez oyuncularından biri olduğunu, yeri gelmişken belirtmekte fayda var.
Zelge Fans
Assyriska'nın tribünleri daha iyi organize olmak adına 1993 yılında "Neshre" adı altında tribün gruplarını kuruyorlar fakat 3 ay sonra bu ismi değiştirerek, gruplarına bugünkü ismi olan " Zelge Fans" adını takıyorlar. Zelge kelimesi, Süryanicede güneş ışınları anlamına gelmekte.
Kupa Finali...
Seneler 2003'ü gösterdiğinde Assyriska, kadrosunda barındırdığı futbolcular itibariyle, daha kozmopolit bir takım görüntüsüne kavuşuyor ve İsveçli defans oyuncularının yanı sıra takıma, Gambiya ve Brezilya'dan yeni futbolcular katılıyordu. Assyriska tarihinin, en büyük başarısının da, bu döneme tekabül etmesi kesinlikle bir tesadüf değildi. Assyriska, Superettan'da mücadele ettiği 2003-2004 sezonunda, İsveç'in devlerinden biri olan Elfsborg'la kupa finali oynama hakkını kazanıyordu. Elfsborg'a, finalde 3-0'la boyun eğen Assyriska için, kaçan kupaya rağmen, birçok şey yeni başlıyordu. Oynanan kupa finaliyle dikkatleri üzerine çekmenin yanı sıra, Brezilya ve Gambiya'dan yaptıkları transferlerle daha başarılı olacaklarını farketmişlerdi. Kısa sürede, dünya üzerinde tüm Süryaniler, Assyriska'nın maçlarını bir şekilde takip etmeye çalısıyor, fırsat buldukça maçları izlemek için İsveç'in yolunu tutuyordu. Assyriska'nın oynadığı 2. lig maçlarının bile, 80'nin üzerinde ülkeden canlı olarak yayınlanıyor olması, Süryanilerin takımlarına ne kadar bağlı olduklarının en büyük kanıtı. Hatta Kanada'da yaşayan bir Süryani olan Nick Dinkha, Kanada'da bu yayınların olmadığı dönemlerde, Assyriska'nın maçlarını, isveçce yayın yapan bir internet radyosundan takip ettiğini ve hiçbirşey anlamamasına rağmen, oyuncuların isimlerini duymanın bile, onun için yeterli olduğunu, söylüyordu.
Play Off Finali...
2005 yılında ligi 3. sırada tamamlayan Assyriska, bu kez de üst lige yükselmek için Orebro ile play off mücadelesi veriyordu. Çift ayak üzerinden oynanan maçların, ilkinden 2-1 mağlup ayrılan Assyriska, ikinci maçta da, rakibinle berabere kalınca, bir üst lige çıkma hakkını yitiriyordu. Fakat O yıl, Orebro'nun yaşadığı finansal problemlerden dolayı ligden çekilmesiyle, Play Off finali oynayan Assyriska'nın kısa sürecek olan Allsvenskan macerası başlıyordu.
Allsvenskan Macerası...
Hammarby Deplasmanında oynanacakları ilk Allsvenkan maçı için, tribün grupları Zelge Fans günler öncesinden hazırlıklarını tamamlamış ve maç saatini beklemeye başlamıştı. 90 dakikanın başlamasıyla, dev bir bayrak açan Assyriska taraftarları, meşalele yakıp, marşlar söylerek 1. ligde olmanın tadını çıkarıyorlardı. İlk maç istedikleri gibi sonuçlanmamıştı fakat 1 hafta sonra oynayacakları maç Assyriska tarihine düşülen üçüncü önemli not olacaktı. Assyriska, İsveç futbolunun devi Goteborg'u 3-0 gibi net bir skorla mağlup ediyor ve ligin ikinci haftası olmasına rağmen liderlik koltuğuna oturarak, dünya üzerindeki tüm Süryanileri heyecanlandırmayı başarıyordu. Goteborg'lu futbolcuların şaşkın bakışları arasında galibiyeti kutluyan Assyrsika için artık Allsvenskan'da kalıcı olmaktan başka çare yoktu. Fakat, sezon sonuna kadar işler istedikleri gibi gitmeyecek, bir sezonluk, birinci lig macerasının ardından yeniden Superetten'a düşeceklerdi."
Assyriska Yeniden Geliyor...
Geçtiğimiz yıl, üst lige yükselme şansını son haftalara kadar sürdüren Assyrika, ligi play off potasının 1 basamak altında bitirmişti. Bu yıl ise, hedefleri işlerini şansa bırakmayarak ligi ilk 2'de tamamlamak. Şuan ki görüntüleriyle de bunu başaracak güçleri, olduğunu kanıtladılar. An itibariyle, lider Mjallby'nin 4 puan gerisinde, 19 puanla seyreden 3 takıman biri konumundalar.
Assyriska'nın yaklaşık 15 yıldır başkanlığını yapan işadamı Zeki Bisso, birkaç sezon önce, kardeşi Melek Bisso'yu takımın sportif menejerliğine getirdi. Assyriska'yı başarıdan başarıya koşturmak isteyen Bisso kardeşler, geçtiğimiz yıl Brommopajkorna'yı, Allsvenskan'a çıkaran İsveçli teknik adam Robert Johansson'u, takımın başına getirdiler. Kalesini de sağlama almak isteyen Assyriska, Helsingborg'un yedek kalecisi Oscar Berglund ile 1 yıllığına kiralık olarak anlaşma sağladı. Kiralık olarak oynatılan bir diğer oyuncu ise Djurgarden'lı Stefan Batan. Stefan Batan isveç vatandaşı olan bir süryani futbolcu. Futbola da Assyriska'da başlamış. Hammarby ve Djurgarden formalarıyla yaşadığı Allsvenskan macerasının ardından, yeniden Assyriska'nın yolunu tutmuş. Stefan Batan, şu an Assyriska'nın en önemli ve en değerli oyuncusu. Öyle ki 623.000 avroluk bonservis bedeline sahip olması, lig standartlarının üzerinde bir oyuncu olduğunun en büyük kanıtı. Bu isimlerin yanı sıra Brezilya'dan da iki transfer yapan Assyriska, Daniel Lopes ve Tiago Pereira'yı renklerine bağlamış fakat Tiago istikrarlı bir performans sergilemeye çalışırken, Daniel çoktan evine dönüş yapmış. Sezon başında yapılan transferlerden en isabetli olanı ise Rennes'in alt yapısından alınan Mohammed Mbye olduğunu düşünüyorum. 1989 doğumlu Mbye, şimdilerde direkt olarak ilk 11'de forma şansı bulamasa da, gelecek vaad eden bir oyuncu olduğu bir gerçek.
Assyriska, alt yapısında yetiştirdiği genç oyuncuların, büyük çoğunlunu, maç deneyimi kazanmaları açısından, 3. lig ekiplerinden Gröndals'a kiralıyor. Bu sezon, kiralanan bu genç oyunculardan biri de Türk asıllı Johann Bakırcıoğlu. Kennedy Bakırcıoğlu'la aynı soyadı taşıyor olmaları bir tesadüf değil fakat ne kadar araştırsam da akrabalık boyutlarını henüz öğrenebilmiş değilim.
Assyriska'nın kadrosunda bu sezon birçok süryani oyuncu bulunuyor. Bunların büyük çoğunluğu Irak asıllı futbolcular. İsveçlilerin yanı sıra takımdaki diğer yabancılar ise Gambiya ve Brezilya'dan. Takımda uyruk açıısından yalnız kalan tek isim ise Kosovalı golcü Xhevdet Llumnica. Xhevdet, bu sezon attığı 5 golle, şuan için takımın en golcü ismi olarak göze çarpıyor.
Södertälje Derbisi Syrianska'nın...
Assyriska, geçtiğimiz haftasonu aynı kasabanın bir diğer takımı Syrianska ile zorlu bir derbi maçı oynadı. Syrianska'nın da bir süryani takımı olması, iki takım arasında oynanan bu maçın, önemini arttırmıştı. Syrianska, 3.ligden bu sezon yükselmesine rağmen, şuan ki görünümüyle üst sıralara oynayan bir ekip konumunda. Öyle ki, bu hafta rakipleri Assyriska'yı deplasmanda tek golle geçerek, zirvede daha da iddialı bir konuma geldiler. Geçtiğimiz yıl, Assyriska'da görevine son verilerek, Syrianska'nın başına geçen teknik adam Edmond Lutaj'da eski takımına karşı ilk maçında önemli bir galibiyet almış oldu.
Aslında, geçmişe bakarsanız, bu iki takım arasında oynanan maçlar sürekli ilgi çekmiştir. Syrianska da, kurucuları ve başkanı türk olan bir Södertalije takımı. Bu nedenden dolayı , bu iki takım arasında isveç liginde görmeye alışkın olmadığımız derecede, büyük bir rekabet sözkonusu. Derbi tarihinde, en farklı galibiyeti ise 1988 yılında, 4-0'lık skorla Assyriska almış.
İsveç Alt liglerine baktığınızda, Assyriska ve Syrianska dışında, birçok Süryani takımı görmeniz mümkün. Adlarının herhangi bir yerinde "Syria" kelimesi bulunan tüm takımlar, İsveç'te Süryanilere ait. Syria ingilizce de Süryani anlamını taşımakta. Tabi bu takımların içinde en büyük desteğe sahip olan ve en tanınmış olanı, bu haftaki yazıma konuk ettiğim Assyriska.
.
"A National Team Without A Nation"
Elbette Assyriska'nın bu ilginç tarihi, dünya üzerinde sadece benim dikkatimi çekmemiş. Nuri Kino ve Erik Sandberg, 2002 yılında, Assyriska kulüp tarihini konu alan bir belgesel yapmışlar. " A national team without a nation " adındaki belgesel fim, 2006 yılında, Beverly Hills Film festivalinde, Altın Palmiye ödülünü de almaya hak kazanmış. Belgeselin genelinde, Assyriska futbol kulübü tarihi, Süryanilerin topraklarına duyduğu hasret ve tarihe düşülen bu zorunlu göçün nedenleriyle harmanlanmış. Yine dünya üzerindeki tüm futbolseverlerin merakla takip ettiği programlardan biri olan Futbol Mundial da, bir bölümünde, 30 dakika Assyriska'ya yer vermiş.
Bu yıl Superettan'ın en güçlü şampiyonluk adayı Mjallby olarak gösteriliyor. Şuan, sezonun başı olmasına rağmen en yakın rakiplerinin 4 puan önünde liderliklerini sürdüyorlar. Superrettan'da, Assyriska gibi hedefi bir üst lig olan, birçok güçlü takım var. Şüphe yok ki, onlar da işlerinin hiç kolay olmadığının farkında. Umarım önümüzde ki sezon, Allsvenskan biletini alarak, Mezapotamya bayrağını bir üst ligde dalgalandırabilirler. Dışarıdan son derece sıkıcı görünen Allsvenskan'a , ateşli taraflarıyla renk katacaklarından hiç ama hiç şüphem yok. Başarılar Assyriska !
Hiç tanıyamadığımız birileri...
Assyriska'nın hikayesi, birçoğumuzun yaşından dolayı hiç tanıyamadığı, içimizden birilerinin hikayesi. Kulüp logolarındaki, aramice harflerden anlaşıldığı gibi, onlar kendi topraklarını, ait oldukları yerleri hiç unutamamışlar. Mezapotamya'nın bir parçası Assyriska, kilometrelerce uzakta da olsa... Yalnızca futbol arşivleri değil, insanlık tarihi de yazacaktır, Assyriska'nın bu hikayesini...
Yazı & Araştırma : Mehmet Akar , SPORX
Editör Notu : Assyriska Takımı en son 14/06/2009 tarihinde kendi sahasında Ljungskile takımını 2-1 mağlup etti. Spor sitelerinden edindiğimiz bilgilere göre Fikstürleri ve puan durumları şöyle :
05/07/2009 Ladskrona -Assyriska
12/07/2009 Assyriska - Jonkopping
16/07/2009 Vasbby United - Assyriska
1-Mjallby 29
2-Falkenbergs 24
3-Atvidabergs 23
4-Assyriska 22 ( Bir maç eksikle)
Assyriska Futbol Takımı’nın Resmi Web Sitesi :
http://www.assyriska.se/
Syrianska Futbol Takımı’nın Resmi Web Sitesi :
http://www.syrianskafc.com/files/
Takımlarımıza başarılar dileriz.
Güncelleme Tarihi: 29 Haziran 2009