Midyat’taki 1600 yıllık Süryani manastırı, manastır arazisini isteyenlerin açtıkları davalarla boğuşuyor Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün “Rumlar, Ermeniler gitmeseydi bugünkü milli devlet olmazdı” sözleri hâlâ tartışılırken, ülkede az sayıdaki azınlığın üzerindeki baskılar da devam ediyor. Midyat’ta
1600 yıllık Mor Gabriel
Süryani Manastırı, arazilerini almak isteyenler yüzünden birçok davayla boğuşuyor. Bir kısım arazisi komşu köye dahil edilen Mor Gabriel Süryani Manastırı’nın Vakfı Başkanı
Kuryakos Ergün, anavatanlarında bir avuç kaldıklarını hatırlatarak, “
bizim de mi gitmemiz gerekiyor” diye soruyor.
Mardin’in Midyat ilçesine bağlı üç köyün muhtarları,
MS 397 tarihinde inşa edilen Süryani Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı hakkında köylerinin sınırlarını ihlal ettiği gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. İkinci oturumu 31 Aralık’ta görülecek olan davaya tepki gösteren Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı
Kuryakos Ergün, “Bu manastır varken Osmanlı da yoktu, Türkiye Cumhuriyeti de yoktu. Biz burada işgalci değiliz, yüzyıllardır bu topraklardayız” diyerek, açılan ‘işgal‘ davasının trajikomik yanına dikkat çekti.
Yayvantepe,
Eğlence ve
Çandarlı köylerinin muhtarları,
Mor Gabriel Manastırı’nın, meşe ağaçlarından oluşan 100 hektar ormanlık alanı, çevresini duvarlarla çevirerek işgal ettiğini ileri sürerek manastır hakkında suç duyurusunda bulundu. Cumhuriyet Savcılığı’na başvuran muhtarların şikayet dilekçesinde, manastır yetkililerinin ağaçları keserek
futbol sahası yaptıkları ve
yakacak odun temin ettikleri iddiaları da yer alıyor.
Ancak Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı
Kuryakos Ergün, suçlamaların haksız ve mesnetsiz olduğunu ifade ederek sınır sorununun aslında
Güngören köyü ile
Eğlence ve
Yayvantepe köyleri arasında yaşandığını, ama şikayetçilerin tüm resmi başvurularda, kasıtlı olarak manastırı hedef gösterdiklerini belirtti.
Ergün, bahsedilen duvarın uzun yıllar önce yapıldığını, ağaç kesilerek futbol sahası yapılan alanın da ormanlık alan olmadığını, burada
kaymakamlığın izni ve
yardımıyla futbol sahası ve helikopter pisti çalışması yapıldığını belirtti.
Bu toprakların eseridir
31 Aralık’ta ikinci duruşması yapılacak olan
manastır davasına ilişkin gazetemize konuşan
Kuryakos Ergün, “Buradan gitmemizi istiyorlar. Ama biz bu topraklarda yüzyıllardır varız ve gücümüz yetene kadar burada kalmak için uğraşacağız” dedi. Şikayete konu olan duvarı 20 sene önce kendilerini korumak için yapmak zorunda kaldıklarını ifade eden Ergün, “Biz bu duvarı keyfimizden yapmadık, bizi şikayet edenler hem ağaçlarımıza zarar veriyordu hem de ziyaretimize gelen insanları rahatsız ediyorlardı. Biz burada işgalci değiliz, daha ortada Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti yokken bu manastır buradaydı” dedi. Ergün, manastırın Süryanilerin en kutsal mekanlarından biri olduğunu ve manastır arazisinin tamamen Süryanilere ait olduğunu da ekledi.
Davayı açanların gerçek niyetlerinin kendilerinin buradan gitmesini sağlamak olduğunu belirten
Ergün, yetkililerin bir an önce yaşanan bu olumsuzluğa müdahale etmesi gerektiğini dile getirerek, “Cemaatimiz kendi imkanlarıyla bölgemize ve insanlığa yüzyıllar önce kazandırılmış bir eseri korumaya çalıştı. Biz bu eseri sırtımızda taşıyıp, başka bir yere gidecek değiliz. Bu eser bu toprakların bir eseridir. Eğer birileri bu toprağın böylesine önemli bir eserine, abidesine karşı bu şekilde bir tutum içine giriyorlarsa, bunlar bu devletin, bu memleketin yanlısı falan olamaz” diye konuştu.
Gitmek zorunda kalmayalım
“Neticede en kötüsü olursa, biz bu topraklardan çekip gidersek ve eğer birileri de gelip tüm insanlığın gözü önünde bu eseri yok ederse, o zaman insanlık düşünsün, ben insanım diyen herkes bunun muhasebesini yapsın” şeklinde konuşan Vakıf Başkanı
Kuryakos Ergün, bunun yaşanmaması için ellerinden geleni yapacaklarını kaydetti.
“Bize karşı girişilen bu olumsuz davranışların arkasında gözükmeyen bir güç, gözükmeyen birileri var bence. Birileri bu manastırın burada kalmasından yana değil, o yüzden bunlar yaşanıyor. Biz dayanabildiğimiz kadar dayanacağız. Biz Süryaniler bu bölgede çoğunluktaydık. Ama şu anda yok denecek kadar azız. Devlet yetkililerini dinliyoruz, diyorlar ki ‘
zamanında bazı hatalar olmuştur’... Bu söyleniyor ama yaşananlar ortada” diyen
Ergün, bir an önce yaşanan bu olumsuzlukların sona ermesini istediğini dile getirdi.
‘Arazimiz komşu köye dahil edildi’
Mor Gabriel sakinlerinin uğraştığı birçok başka dava da bulunuyor. Aylardan beri davalarla uğraştıklarını belirten
Ergün, arazi tespitlerine dair kadastro çalışmaları yapılırken, kendi sınırlarında olan arazi ve ormanın bir kısmının komşu köy sınırlarına dahil edildiğini söyledi.
Ergün, “Bizim elimizde bulunan ve buraların bize ait olduğunu gösteren belgeleri çıkarıp gösterdik. Devlet arşivlerinde de bu belgeler var. Fakat bunlar dikkate alınmadı” şeklinde konuştu. Dağıtılan arazileri için İdare Mahkemesi’ne açılan davanın ilki 14 Kasım’da görüldü, dava 24 Aralık’a ertelendi. Dün yine arazi anlaşmazlıklarına dair başka bir dava daha görüldü. Son olarak 3 köy muhtarının yaptığı suç duyurusu üzerine açılan dava ise 31 Aralık’ta görülecek.
Haber ve Fotoğraflar: Evrensel Gazetesi, Erdal İmrek
Güncelleme Tarihi: 20 Kasım 2008