İskender De Basso, Mardin Midyat’a bağlı Narlı Köyü’nde yaşayan Süryani vatandaşı. Altı dil biliyor ve Robert Koleji mezunu. 37 yıl önce ailesi ile birlikte İsveç’e göçtü.
Ailesine kucak açan bu yeni ülkede kendisini geliştirmeye verdi ve çeşitli fakültelerde okuyarak Sosyal Çalışma Uzmanı oldu. İskender De Basso, geçtiğimiz yıllarda vatan hasretine daha fazla dayanamayarak Türkiye’ye döndü. Kişisel çalışmalarına hala devam eden De Basso, Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını ifade ediyor, Demokratikleşme Paketi’nden geleceğe dair umut duyuyor ve ekliyor... “Hepimizin birbirimize ihtiyacı var. Kimlik istemiyorum. Topluma yarayacak insan istiyorum.”
İskender De Basso, 1949’da Mardin Midyat’ın Narlı Köyü’nde doğdu. Babasının ismi Habsulu, annesininki ise Sitto. Beşi erkek olmak üzere yedi tane kardeşi var. Ailesi hayvancılık ve tarımla uğraşıyordu. Yaşadıkları köyün 1960’lı yıllarda yaklaşık 1000 kadar nüfusu vardı ve De Basso ailesi yedi hane ile köydeki tek Süryani aile idi. Farklı etnik kökenli insanlarla iyi bir ilişkileri vardı.
Deyrülzaferan Manastırı’ndaki eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’da ki Robert Koleji’ne başladı. Kolej eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’dan ayrıldı ve Diyarbakır’da ki NATO Üssü’nde çevirmen olarak çalışmaya başladı. Bu arada eşi Sara ile evlendi. Ancak 1974 yılında bazı şeyler De Basso’lar için değişmeye başladı. Kıbrıs Barış Harekatı yapıldığı sıralarda De Basso ailesi ayin için gittikleri kilisede çevredekiler tarafından taşlanıyorlar. Ailenin bu sıralarda dört çocuğu var ve çeşitli baskılarla karşılaşmaya başladılar. Bu baskılardan dolayı evlerinden kaçıp Papaz Aziz Güner’in evine sığındılar.
İskender De Basso bir kaç gün içinde İsveç’e gidip Forklift operatörlüğü işi buldu ve dört ay sonra eşi ve çocuklarını da oraya aldı.
İskender De Basso bu mesleğinde çalışırken altı aylık bir İsveççe kursuna gitti ve sonra da Uppsala Üniversitesi’nde Ekonomi bölümüne başladı. Ancak mutsuz olduğu için ikinci sınıfta bu eğitimini bıraktı ve liseye kaydoldu. Liseyi bitirdiği zaman İsveççe’sini istediği gibi ilerletmişti ve Örebro Üniversitesi’nde eğitime başladı. Burada bir buçuk yıl Ortadoğu ve Avrupa İktisadı Tarihi, iki yıl Sosyoloji ve bir yıl da Kariyer Psikolojisi okudu. Eğitimini tamamlayarak sosyonom oldu ve üniversitede ders vermeye başladı. İskender De Basso okumayı çok seviyordu ve İsveç’te kaldığı süre boyunca bir çok araştırma yaptı ve kitap yazdı. 2000 yılında Uppsala Şehir Kütüphanesi’ne Türkiye üzerine yazılmış Türkçe, İngilizce, Arapça ve Süryanice üç bin adet kitap bağışlayınca vali ve belediye başkanı ziyaretine geldi. Zaten yaşadıkları bölgenin valisi, belediye başkanı ve polis şefi kendisine “amca” diye hitap ediyorlar. İskender De Basso 37 yıl aradan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yaptı.
Dönüşünün sebebi vatan hasretine daha fazla dayanamamış olması. Bu durumu ise şöyle açıklıyor… “Asuri ailesi olarak dönmemizin nedeni, köylülerimizin samimiyeti, dürüstlük ve insaniyetidir. Vatan hasreti benim artık yaşamak istediğim bir olgu değil. Kadın, çocuk, erkek, yaşlı; herkes dönüşümüze sevindi. Bende yalnız Mardin değil, vatan sevgisi var ve memleketimi seviyorum. Türkiye’de eskiden birbirimizi iyi dinlemiyor, anlamıyorduk. Şimdi daha iyi dinleyip anlıyoruz. İnsanlar iyiye doğruya gidiyor.” Dedelerinden kalan evlerini 750 bin dolara restore edip üç katlı bir Asuri Konağı yaptıran De Basso ailesi şu anda Mardin’de ki bu evlerinde yaşıyorlar. Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi’ni memnuniyetle karşıladılar ve Türkiye’nin daha iyi günlere doğru gideceğine inanıyorlar. “İnsanlığa yakışır adımlar atmamız lazım. Bu da eğitimden geçiyor. Hepimiz bu topraklar üzerinde yabancılaşmışız. Bir şeyleri değiştirmeli ve ilk önce toprakla arkadaş olmalıyız.” İskender De Basso’nun öyküsü, yakın tarihin Anadolu insanının öyküsünün özeti aslında… Yaşanılan fırtınalı günlerin sanki ortak bir hesabı gibi…
Kaynak: ARTI90 DERGİ , Güncelleme Tarihi: 19 Mart 2014