mara

             
 
SÜRYANİ TARİHİ
Süryaniler Kimdir?

Eski Tarih

Süryani Tarihinde Bölünmeler

Sessiz Sedasız

Kültür

Risk Altındaki Süryani Mimari Mirası İçin Çağrı

Avrupalı Süryanilerden Orman Bakanına Çağrı

Süryanilerden Tur İzlo'da Yeni Yatırımlar

Malfono Mor NARSAY ve Kendini Tanımak

Kadim Halk Süryanilerden Şlomo yani Selam var

Papaz Diril: Cevap Bekleyen Çok Soru Var

Süryani Göçüne An'larla Tanıklık

İsveç'ten Dünyaya Ezilen Halkların Haberleri

hepsi

 
 
Muzaffer İris Arşivi / PAKET'İN SÜRYANİCESİ

Önümüzdeki ay, haftaya, yarın ve bugün derken nihayet paket açıldı. Türkiye’de yaşayan her Türkiyelinin olduğu gibi Süryanilerin de büyük beklentileri vardı. Gayrimüslimler arasındaki en önemli beklenti Ruhban Okulu’nun açılmasıyken Süryaniler açısından ise andımızın kaldırılması, Mor Gabriel davasının sonuçlanması ve Süryani okulunun açılması önündeki yasal olmayan engellemelerin kaldırılmasıydı. Her üç konu da Süryaniler açısından hayati önemdeydi. Mor Gabriel meselesi zaten AİHM’ye gitmişti. Sıra okulun da AİHM’ye doğru yol alması beklenirken Yargıtay’ın verdiği okul açılması yönündeki olumlu karar Süryaniler açısından önemli adımlar olarak görüldü. Bu iki temel sorun Süryaniler açısından önemli ve olumlu bir şekilde sonuçlanınca Süryaniler arasında sevince yol açtı.

Mor Gabriel davası 2004’te basit gerekçelerle başlamış ve daha sonra dallanıp budaklanarak siyasi bir sorun haline gelmişti. Dönüş yapmaya başlayan Süryaniler bu davanın başlamasıyla dönüşlerini askıya almışlardı. Bu dava Süryaniler açısından bir demokrasi davası olarak algılanıyordu. Okul 1928 yılına kadar zaten açıktı. Yani pakette yer alan bu önemli iki konu her koşulda Süryanilerin lehine sonuçlanacaktı. Andımız çok önemli. Süryaniler, ya Andımız’ın kaldırılmasını ya da insan, doğa, barış, hoşgörü, kardeşlik sevgisini ön plana çıkaran bir andın yeniden uyarlanmasını talep etmekteydiler. Hatta bu konuyla ilgili yeni bir ant yazılmış ve Meclis’te bulunan bazı vekillere bu yeni ant dağıtılmıştı. 

Mor Gabriel davasına AİHM karar vermeden Türkiye’nin iade etmesiyle Türkiye önemli bir hamlede bulunmuş oldu. Birincisi maddi bir tazminat ödemekten kurtuldu. İkincisi Türkiye bu davalarla dünyadaki imajının zedeleneceğini düşünerek fazla uzatmadan sorunu çözmüş oldu.

Nefret söylemi suçları açısından da paket son derece önemli. Çünkü dizilerde, sokakta, ticarette, sohbetlerde her önüne gelen bir diğerini aşağılayıp ‘Gâvur oğlu gavur’, ‘Gâvurun kızı’, ‘Ermeni dölü’ gibi kavramları kullanmaktan geri kalmıyordu. Bu pakette bu kavramların kullanılmasının suç teşkil etmesi Süryanileri sevindiren önemli bir gelişme. Bunlar Batı yasalarında yüz yıldır zaten suç kapsamında.

Tuma Çelik (ESU-Avrupa Süryaniler Birliği- Sabro Gazetesi Sahibi): ‘Mor Gabriel’i sanki kendi mallarıymış gibi ‘iade’ etmeleri tavrını yanlış buluyoruz. Zaten bu arazi Süryani vakfına kayıtlıdır ve vakfa aittir. Bir yanlışı düzeltip doğruyu yerine getirdiler. Uluslararası mahkemelerde biz zaten alacaktık araziyi. Boşu boşuna zaman kaybettik. Doğruyu bulmak bu kadar geç olmamalıydı. Pakette azınlıklar sadece Mor Gabriel ile ele alındı. Azınlıklar tali halk olarak görüldüğü için yine kimsenin aklına gelmedi. Sanki sorunları yokmuş gibi algılanıyor. Oysa azınlıklar hâlâ yabancı halk olarak algılanıyor. Bunun giderilmesi lazım. Dini ayrımcılığın cezalandırılması da olumlu. Keşke laik devlet olarak tüm dinlere eşit durabilse. Türkiye’de farklı etnik yapıların anadilde eğitim hakkı kabul edilmeli. Bu paketle kabul edilmiyor ama lütfediliyor. “Kendi imkânlarınla, paranla yap” diyor ama bunu devlet bana sağlamalı. Ben ikinci sınıf vatandaş mıyım ki bana farklı bir yol gösteriyor. Andımız’ın kaldırılmasını çok olumlu buluyorum. Dünyanın hiçbir ülkesinde kimsenin varlığı bir başkası için değildir. Herkes Türk, Kürt, Süryani olmak zorunda değildir. Ancak genel olarak başlangıç anlamında olumlu bir paket; yetersizlikler de anayasa ile giderilmeli.

Erol DoraBDP Mardin Süryani Milletvekili):“Paket sadece Süryaniler açısından değil bütün Türkiye’yi mutlu etmeli, herkesi kucaklamalı.”

Süryani Milletvekili Erol Dora ise demokrasi paketiyle Mor Gabriel Vakfı gayrimenkullerinin iadesinin önünün açılmasını olumlu bulduğunu ifade ederek, paketin çözüm sürecinin ilerlemesi açısından oldukça eksik olduğunu düşünüyor. Dora, Heybeliada Ruhban Okulu’na ilişkin düzenlemenin pakette yer almamasını da eleştirdi.

Paketten Yargıtay, AİHM aşamasında bulunan Mor Gabriel Vakfı arazilerinin iadesinin çıkmasını olumlu bulan Erol Dora, Mor Gabriel Manastırı’nın milattan sonra 387 tarihinde kurulduğunu ve dava konusu gayrimenkullerin de bu manastıra ait olduğunu hatırlattı. Bu arazilerin manastıra ait olduğunun çevrede de bilindiğini aktaran Dora, “Bir manastırın zaten başkasına ait gayrimenkulü kendi tasarrufuna alması eşyanın tabiatına aykırıdır. Fakat kadastro çalışması yapıldıktan sonra Mor Gabriel aleyhine davalar açılmıştı” dedi. Bu davaların Süryani halkını, Mor Gabriel Vakfı’nı ve Manastır Metropoliti Sayın Samuel Aktaş’ı çok üzdüğünü dile getiren Dora, davanın AB’nin de gündeminde olduğunu hatırlattı. Erol Dora, “Süryani vatandaşlara ait olan bir hakkın teslimi olumlu. Umarız diğer gayrimüslimlere ait bütün gayrimenkuller iade edilir” dedi.

Erol Dora, pakette Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik bir düzenlemenin olmamasını ve gözden kaçırılmasını ise eleştirdi. En büyük beklentilerden birinin bu olduğunu vurgulayan Dora, “Türkiye’nin demokratikleşmesi, özgürleşmesi için gerekli adımların bütün etnik gruplar, ötekileştirilenler açısından da atılmasını istediklerini” söyleyerek “Ruhban Okulu 1844 yılında açılmış ve 1971 yılında kapatılmıştır” dedi. Bu durumun keyfi ve Lozan Antlaşması’nın 40 ve 42. maddelerine tamamen aykırı olduğunun altını çizen Dora, bir an önce gerekli adımların atılmasını istedi. Pakette yer alan eşbaşkanlığın zaten kendileri açısından fiilen uygulandığını, üstelik sadece merkez değil il ve ilçe düzeyinde eşbaşkanlığın olduğunu belirten Dora, ‘Andımız’ın kaldırılmasını da olumlu bulduğunu dile getirdi.

Bazı olumlu yanlarına karşın süreç açısından paketi oldukça eksik bulan Dora, yargı reformuna yönelik beklentiler olduğunu ancak bunun da pakette yer almadığını ifade etti. TMK, TCK ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yönünde adım atılmamış olmasını eleştiren Dora, seçim barajına ilişkin düzenlemenin de beklentilerine yanıt vermediğini söyledi. Dora, taleplerinin barajın tamamen kaldırılması veya en azından yüzde 3 nispi temsil sistemi şeklinde olması olduğunu söyledi. Sürecin ilerletilmesi açısından pakette herhangi bir düzenleme olmadığına vurgu yapan Dora, anadilinde eğitimde de halkın beklentilerinin karşılanmadığını dile getirdi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na ilettikleri taslakta anadilinde de eğitim önündeki bütün engellerin kaldırılmasını talep ettiklerini ancak bunun karşılık bulmadığını söyledi.

Kaynak: Radikal Gazetesi, Muzaffer İris Arşivi   ; Güncelleme Tarihi: 4 Ekim 2013 

 
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım