Baba mirası sandığı ancak ‘1915’te ele geçtiğini’ öğrendiği arazi için Süryanilerden özür diledi.Türkiye’de bir ilk yaşandı. Bir vatandaş Siirt’teki arazisini ve evini eski sahipleri
Süryanilere geri verdi. Yazdığı mektupta da 1915 katliamının kendi köyünde de yaşandığını ve bu yüzden özür dileğini de iletti.
Bir vatandaş 6 Ekim 2008 tarihinde İsveç’te bulunan
Seyfo Center isimli 1915’de Süryanilerin yaşadıklarını araştırmak üzere kurulmuş bir kuruma başvurdu.
Siirt’teki köyünde bulunan arazisi ve evini gerçek sahipleri olduğunu söylediği Süryanilere iade etmek istediğini söyledi. Bir yıl sonra Seyfo Center adına kurumun başkanı
Sabri Atman adına devrettiği tapularını
Berzan Boti ismiyle imzaladığı bir mektup ile birlikte İsveç’e gönderdi. Süryanice olan “
seyfo” sözcüğü “
kılıç” anlamına geliyor. Süryaniler 1915’i “
kılıçtan geçirme” anlamında kullandıkları bu sözlükle tanımlıyorlar.
Çeşitli internet sitelerinde
Berzan Boti ismi ile yazılar da yazan Siirtli vatandaş nisan ayında İsveç Parlamentosunda yapılacak basın toplantısında kimliğini de açıklayacak.
‘Baba mirası sanıyordum’
Berzan Boti, Seyfo Center’a yazdığı mektupta ise kendi köyünde yaşananlardan dolayı Süryanilerden özür diledi. “Birinci Dünya Savaşı’nda, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Hıristiyan azınlıklara karşı gerçekleştirilen 1915 soykırımının yaşandığı yerlerden biri de kendi köyümüz (...) dür” diyen Berzan Boti, trajedinin canlı tanığı olan, hatta katliamlarda rol alan, ‘suçlu’ olarak tanımlayabileceğimiz insanlarla ölümlerinden önce bire bir görüşme, onları dinleme olanağının olduğunu belirtti. “Bu soykırım yıllarında köyümüzde katledilen Süryanilerin topraklarına el konulmuş, bir kısmı da zorla Müslümanlaştırılmıştır. Zorla Müslümanlaştırılan insanların torunları halen köyümüzde yaşamaktadır” dedi.
‘Vicdani baskıya dayanamadım’
Babasından miras kalan toprakların, kendilerine ait olmadığı “1915’te öldürülen insanların kanları üzerinde zorla gasp edildiğini” öğrendiğinde yaşadığı vicdani acı ve utancın büyüklüğünü yazan Berzan Boti, “Bu kararı almadan önce yıllarca düşündüm, kendimi katliamın mağduru insanların yerine koydum. Karşılaştığım birçok Süryani ve Ermeni’den bireysel olarak ‘özür’ diledim. Fakat bir türlü atalarımdan bana miras kalan bu utancın verdiği vicdani baskıyı üzerimden atamadım” dedi.
Yaşananlarla fiili bir bağı olmasa da, özür dilemenin ötesinde bir şeylerin yapılması gerektiğine karar verdiğini, miras kalan malvarlığını, “gerçek sahipleri olan Süryaniler” adına Seyfo Center kuruluşuna iade ettiğini belirtti.
Başbakan ‘Como Süryoyo shupkono’ der mi?
Seyfo Center Başkanı Sabri Atman ise yaptığı açıklamada Berzan Boti’nin örnek bir davranış sergilediğine dikkat çekti. 1915’i sadece Ermenilerin değil Süryanilerin de yaşadığını hatırlatan Atman, bunun hiç tartışılmadığını kaydetti.
Açıklamada, “Demokratikleşmenin bir ölçütü de tarihle hesaplaşmadır. Türkiye kendi yakın tarihiyle hesaplaşmalıdır. Bizim istediğimiz Türkiye’nin her yönüyle soykırım zihniyetinden arınmasıdır” denildi.
Geçen yılın, 18 Mart’ında, Almanya Başbakanı Angela Merkel Israel Parlamentosu Knesset’e, 6 milyon kişinin öldüğü Yahudi Soykırımı nedeniyle, başını önüne eğerek, İbranice dilinde;“Holocaust bizim için bir utançtır ve katliam kurbanlarının önünde saygıyla eğiliyorum” dediği hatırlatılan açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise, Ermenilerden özür diliyoruz kampanyasını yürütenlere karşı, ‘soykırımı işlemişler ki özür diliyorlar’, dedi. Çok ayıp. Başbakanın yaşadığımız saatten sonra, ortak bir gelecek kurmanın yolunun, yakın tarihle hesaplaşmadan ve soykırım mağduru halklardan özür dilemeden geçtiğini fark etmesi gerekirdi” diyen Atman, Erdoğan’ın “Camo Süryoyo Shupkono”, “Süryani halkından özür diliyorum” demesini talep etti.
Kaynak: Evrensel, Güncelleme Tarihi: 5 Ocak 2009