Elazığ'ın eski yerleşim yeri Harput'ta bulunan Meryem Ana Kilisesi ve kiliseye ait hamamın, Harput Koruma Amaçlı İmar Planı ve Kentsel Tasarım Projesi içerisine alınmadığı öne sürüldü.
Süryani Kadim Meryem Ana Vakfı Başkanı İshak Tanoğlu, yaptığı açıklamada, Harput Kalesi'nin altında bulunan Meryem Ana Kilisesi'nin, kilise, hamam, okul, misafirhane, metropolitliğiyle birlikte manastır yapısında olduğunu, zaman içerisinde yıkılan müştemilatın ardından hamamın bugün kullanılamaz halde, kilisenin ise halen ibadete açık olduğunu söyledi.
Kilisenin M.S 179 yılında yapıldığını ifade eden Tanoğlu, bu özelliğiyle kilisenin dünyanın aktif, ziyarete ve ibadete açık en eski kilisesi olduğunu, bölgede bu özellikte ayakta kalmış başka bir kilise olmadığını kaydetti.
Bu durumun Harput, Elazığ ve Türkiye için çok olumlu olduğunu anlatan Tanoğlu, şunları söyledi:
''Bu kilise, müştemilatı ve hamamı Meryem Ana Vakfı olarak bize aittir. Cemaatimiz vardır ve aktif halde açıktır. Harput'taki kilise ve hamam 35 ve 34 numaralarla tescil edilmiştir. 2 yıl önce Harput Turizm Kenti ilan edildiği için Bakanlık vasıtasıyla koruma amaçlı bir imar planı hazırlandı. Biz de yapılarımızın bu plana gireceği için çok sevinmiştik. Belediye başkanımızın ve kültür müdürümüzün Elazığlı olmasına rağmen Mimarlar Odasının internet sitesinde gördük ki Meryem Ana Kilisesi ve ona ait hamam, koruma amaçlı imar planının içine alınmamış. Bu bizi çok üzdü. Ben 21 gün önce kısmi felç geçirdim. Durumu ilgililere ilettik gerekli yetkililere başvurduk. Amacımız 1828 yıllık bu değerli eserin ayakta kalması ve yapılan bu hatanın düzeltilmesidir.''
Tanoğlu, kilise ve hamamın birbirinden ayrılamayacağını, ikisinin de plana alınması gerektiğini savunarak, bu tip eserlerin korunacağına dair uluslararası anlaşmalara imza atıldığını kaydetti.
Tanoğlu, ''Burası bizim ata, dede kilisemizdir. Biz Harputluyuz ve bu kadar değerli bir eserin de Anadolu'da kalması lazımdır. Yıkılması bizim ve şehrimiz için olumsuz bir durumdur. Bu hatanın düzeltilmesi herkesi sevindirecektir. Şehrimizin tüm yetkilileri çeşitli zamanlar gelmiş burayı ziyaret etmişler ve hepsi de aynı görüştedir. Buranın ayakta kalması ve korunması görüşündedir. Bizim de en büyük dileğimiz budur'' dedi.
Tanoğlu, kilisede dönemin kralının kızı Helen Hatun'un mezarının bulunduğunu belirterek, mezarın 1200 yıllık olduğunu söyledi.
Kralın kızının hasta olduğunu, kiliseye gelerek şifa bulduğunu ifade eden Tanoğlu, Helen Hatun'un şifa bulduğu için kilisede o dönem büyük bir onarım yaptırdığını ve ölümünde bu kiliseye gömülmeyi vasiyet ettiğini kaydetti.
1200 yıldır muhafaza edilen bu mezarın kilisenin zemininde olduğunu kaydeden Tanoğlu, bunun da Helen Hatun'un ne kadar alçak gönüllü olduğunu gösterdiğini sözlerine ekledi.
-KONU BAKANLIĞA İLETİLDİ-
Alınan bilgiye göre, arkeolojik alanlarda kentsel tasarımın olamayacağı belirtilerek, bu iki alanın planlamasının farklı olduğu belirtildi.
Yetkililer, Kilise ve hamamın proje kapsamına alınmadığı iddiasıyla kendilerine gönderilen dilekçenin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na gönderildiğini belirterek, söz konusu yapıların Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunca eski eser olarak tescil edildiğini söylediler.
Harput Kalesi, karşısında bulunan Kale Hamamı ve civarıyla Dabakhane Mescidi'nin bulunduğu alanın arkeolojik sit alanı olduğunu ifade eden yetkililer, kilise ve hamamın bulunduğu bu alanlardaki yapıların hepsinin tescilli olduğunu bildirdiler.
Arkeolojik sit alanı ile kentsel sit alanının farklı olduğunu bildiren yetkililer, ''bunların hepsi koruma altındadır, izinsiz müdahale yapamazsınız. Koruma Kurulundan izin almadan hiç bir şey yapılamaz'' dediler
Elazığ'ın eski yerleşim yeri olan Harput'ta yaklaşık 25 dönümlük alanda '' Koruma Amaçlı İmar Planı ve Kentsel Tasarım Projesi'' hazırlanmıştı.