mara

             
 
HABERLER
Haber Arşivi
Tarihi Süryani Manastırı Restore Edildi

Süryani Kilisesinde Yoga Saygısızlığı

1.Uluslararası Turabdin Sempzoyumu Yapılıyor

Yazarımız Yusuf Beğtaş'a Onur Ödülü

Süryaniler Mor Gabriel'de Buluştu

Site Yazarımızın Kitap İmzalama Etkinliği

Hakkari'de Kiliseyi Temizleyip İbadet Yaptılar

Kaçırılan Çiftin Köyündeki Kiliseye Saldırı

Diril Ailesi: Ciddi Bir Arama Çalışması Yapılmadı

Süryanilerden Diril Cinayetine Tepki: Av Değiliz

Süryani Kurumlarından Diril Çifti İçin Mektup

Süryaniler Kültürlerinin Kaybolmasından Endişeli

Yoksulların Doktorunu COVİD-19 Nedeniyle Kaybettik

Şimuni Diril Son Yolculuğuna Uğurlandı

70 Gün Sonra Gelen Acı Haber

geri | | ileri
 
 
/ AZINLIK SORUNLARI TARTIŞILDI
Azınlıkların hukuksal durumu azınlık temsilcilerinin katılımı ile İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde dile getirildi. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Avrupa Birliği Enstitüsü ve Berlin Avrupalı Türkler İnsiyatifi (BATI)  3-4 eylül tarihlerinde Türk-Alman Hukuk Sistemlerinde Avrupa Hukukuna Uyum Kolokyumu düzenledi.

Freiedrich Ebert Stiftung Vakfı ile Türk-Alman Dayanışma ve Eğitim Vakfının (TADEV) desteği ile gerçekleşen kolokyumda  Türk hukuk sistemi birçok yönleri ile ele alındı, karşılaştırmalı örneklerle Avrupalılaşma yolunda yapılması gereken değişimler üzerine fikir ve görüşler sunuldu. Alman ve Türk birçok bilim ve hukuk adamının bulunduğu bu organizasyonda eski adalet bakanı Cemil Çiçek özel konuk olarak yer aldı.

Kolokyumun ikinci gününde azınlıklar konusuna değinildi.

İlk olarak Almanya’dan davetli Dr. Arndt Künnecke Avrupa Birliği ile Türkiye’de azınlık kavramının farkları ile ilgili sunumda bulundu. Türkiye’de azınlık tanımının 24 temmuz 1923'te imzalanan Lozan antlaşmasına göre belirlendiği ve bunun dinsel farklılık temeline dayandığını belirti. Gayrımüslim Türk vatandaşların azınlık olarak ifade edildiğini ve bunun Osmanlı imparatorluğundaki millet sistemi geleneği ile bağıntılı olduğunu dile getirdi. Avrupa Birliğinde ise azınlık kavramının dinsel, dilsel ve etnik farklılık temeline dayadığını  ve bu bakımdan Türkiye ile AB arasında azınlık kavramında farklılıkların olduğunu belirtti. T.C anayasasında azınlıklardan bahsedilmediği ve azınlıklar ile ilgili uluslararası antlaşmalara Türkiye’nin birtakım çekincelerle imza koyduğunu açıkladı.

Dr. Arndt Künnecke Konuşmasını YaparkenSüryanilerin gayrimüslim olmalarına rağmen azınlık haklarından yararlanamadığını bunun düzeltilmesi gerektiğini dile getirdi. Uygulamada azınlıkların haklarını tam olarak yerine getiremediği, kısıtlayıcı uygulamaların söz konusu olduğunu açıkladı.

AB giriş sürecindeki Türkiye’nin azınlıklar konusunda düzenlemeler yapması gerektiğini çünkü Avrupa Birliğinin azınlık kavramı konusunda değişmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Bununla birlikte Avrupa Birliğine üye ülkelerde’de azınlık kavramı konusunda bir hemfikirlik olmadığı vurgulandı ve buna Fransa ve Yunanistan örneği gösterildi.Bu ülkelerde azınlık bakışının   Avrupa Birliğinden  geri olduğu belirtildi. Bu bağlamda bu ülkelerdeki azınlık bakışı ya AB seviyesine getirilmeli ya da Türkiye’nin azınlık bakışının bu ülkelerdeki yaklaşıma getirilmesinin yeterli olması gerektiğini açıkladı.

Konuşmanın sonunda azınlık konusunun birliğe girişte bir engel olacağına inanmadığını her iki tarafın yapacağı düzenlemelerle bu konunun üstesinden gelinebileceğini ifade etti.

Oturumun ikinci bölümünde gayrımüslim azınlıkların türkiyedeki hukuksal durumu elealındı.prof.dr Niyazi öktem’in başkanlığını yaptığı oturuma, Türk Musevi cemaati hukuk müşaviri av.Ester Zonana, İstanbul Rum Ortodoks Patrikliği temsilcisi rahip Dositheos Anağnostopulos, Süryani Kadim Metropolitliği temsilcisi av. Jale Tamşan, Berlin Hür Üniversitesinden Prof.Dr. Alparslan Yenal katıldı.

Oturum başkanı Niyazi Öktem , Türkiyede yaşayan gayrimüslim azınlıklar hakkında kısa bir bilgilendirme ve sorunlarını dile getirdikten sonra sözü azınlık temsilcilerine verdi. Av.Ester Zonana , AB giriş sürecinde azınlıkların lehine yapılan hukuksal düzenlemeleri dile getirdikten sonra özellikle vakıflar konusunda yaşanan sıkıntıları dile getirip bu konudaki çalışma ve beklentilerini dile getirdi. Av.Zonana cemaat olarak en büyük sıkıntılarının antisemitik neşriyatlar olduğunu vurguladı.

AB Birliği Enstitüsü Müdürü Doçent Ayhan KayaRahip Anağnostopulos, vakıflar konusunda Musevi cemaatitemsilcisinındile getirdiği sorunların kendi cemaati içinde geçerli olduğunu vurguladı. Bu konulara girmeyerek kısaca patriklik kürsüsünün tarihçesinden, ruhban okulunun durumundan ve Rumların sayısının azlığından bahsetti. Son dönemde vakıflarla ilgili yapılan hukuksal düzenlemeler ile cemaat seçimlerine getirilen olumlu düzenlemeden  memnun olduklarını belirtti.

Av.Jale Tamşan, vakıflar konusunda benzer sıkıntılar yaşadıklarını dile getirip, kısaca Süryani tarihinden bahsetti. Bu sırada söz alan Prof. Niyazi Öktem Süryanilerin konuştuğu dilin Hz.İsa’nın konuştuğu dil olan Aramicenin bir devamı olduğunu ve Göktürk yazıtlarında kullanılan iki alfabeden birinin Çin alfabesi diğerinin ise Nasturi misyonerlerin mezopotamyadan getirdiği  çivi yazısı olduğunu dile getirdi. Av.Jale Tamşan, Lozan antlaşmasında dönemin Süryani patriğinin azınlık statüsüne girmek istemediklerini, buna rağmen pratikte azınlık statüsünde olduklarını ve benzer sıkıntılar yaşadıklarını dile getirdi. 

Güncelleme Tarihi: 8 Eylül 2007

Haber ve Fotoğraflar: Renkler Solmasın Kültürler Kaybolmasın

 
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım