Amerika, ve Avrupa ülkelerinde yaşayan Süryaniler Diyarbakır'da buluştu. Süryaniler'in buluşmasında sevinç ve üzün bir arada yaşandı.
Yıllar önce Diyarbakır'da yaşayan ve sonradan yurt dışına göç etmek zorunda kalan Süryaniler, 18 Mayıs 2007 günü Diyarbakır'da bir araya geldi. Sabahın erken saatlerinden itibaren heyecanlı bir bekleyişin yaşandığı Diyarbakır Havaalanı önünde yakınlarını bekleyen Süryaniler'in oldukça heyecanlı oldukları gözlendi. Uçaktan inen Diyarbakırlı Süryaniler, yıllar sonra geldikleri memleketlerinde gözyaşlarına hakim olamadı. Birbirlerine sarılarak hasret gideren Süryaniler buradan otobüslerle tarihi Meryem Ana Kilisesi'ne geldiler. Daha önce yaşadıkları mahallelerden yürüyerek kiliseye gelen Süryaniler burada yapılan olan ayine katıldılar.
Ayin, Horepiskopos Gabriel Akyüz'ün yönetiminde diyakoslar cemaatinin katılımıyla gerçekleşti. Oldukça renkli görüntülerin yaşandığı kilisede ağlayan Süryaniler mum yakıp dua ettiler. Yaklaşık 2 saat süren ayin sonunda açıklama yapan Can Sakarer, 1940 yılında Diyarbakır'da doğduğunu ve Meryem Ana Kilisesi'nde vaftiz olduğunu belirterek, "Bu kilisede vaftiz oldum. 1977 yılında Diyarbakır'dan İstanbul'a gittim. Meryem Ana Kilisesi gönüllü heyetinin başındayım. Organizasyon ve kilisenin restorasyonunda nezaret ediyorum. Diyarbakır'a vefa borcumuz var, o borcumuzu ödüyoruz. Diyarbakır'ı özledik. Onun için bu Süryanileri buraya getiriyoruz. Bize yapılan teberruları gönderilen paraları nereye harcadıklarını kendi gözleriyle görmelerini istedik. Elimizden gelirse Diyarbakır'ın turizmine katkıda bulunabiliyorsak ne mutlu bize. Diyarbakır'a yaklaşık olarak 200 Süryani geldi. ABD, Avrupa ve istanbul'dan ilk defa gelenler var. İçimizde Diyarbakırlı olmayanlarda var. Şu anda Diyarbakır'da 5 Süryani aile yaşıyor.
İçinde bulunduğumuz Lalebey mahallesinin yüzde 80'i Süryaniydi. Balıkçılarbaşı'ndan aşağı olan kısımda Ermeni'ydi. Bu kilisede bayramlarda avlu ağzına kadar dolardı. Şimdi maalesef üzülerek söylüyorum 5-6 aile var. Buraya Midyat'tan aile getirip yerleştirmeye çalışıyoruz. Bu kilise ayakta kalsın diye. Bu kilise bir tarihtir, Türkiye'nin malıdır, tarihidir. Diyarbakırlılar'dan istirhamının herkes bu kiliseyi kendi malıymış gibi kabullensin, sahip çıksın" dedi.
Kuyumcu Sami Sucu ise 1953 yılında Diyarbakır'dan ayrıldığını belirterek, "Ben 1926 yılında Diyarbakır'da doğdum. 1953'e kadar Diyarbakır'da kuyumculuk yaptım. Aynı zamanda futbolcuydum ve Yıldız kulubünde oynuyordum. Spor yaparken çok güzel arkadaşlıklarımız vardı. Halen İstanbul'da bakır ve demirdöküm sanayisi yöneticisiyim. 1968'de Diyarbakır'a geldim babam ile kayınpederimin mezarlarını yani kemiklerini aldım. Neden aldım diye soracaksınız. Çünkü orada bayramlarda yoksun kalıyorduk. Onları oraya taşıdım, orda kendi mezarlıklarını yaptırdım. Memleketimi çok seviyorum. Bende eşimde doğma büyüme Diyarbakırlıyız, eşim 53 yıldır gelmedi. Bugün yeni geldi. Diyarbakır çok değişmiş, eski dönemleri arıyorum. Kiliselimizi restora ettirdik. Devlete ve hükümete teşekkür ediyorum" dedi.
Ayin sonunda kahvaltı yapan Süryaniler, 18 Mayıs 2007 Cuma günü Mardin'e, 19 Mayıs 2007 cumartesi günü ise Midyat ve Hasankeyf'i gezdikten sonra 20 Mayıs 2007 pazar günü yine Meryem Ana Kilisesindeki sabah ayinine katıldıktan sonra Diyarbakır'dan ayrıldılar.
Geziye Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, ünlü Diyarbakırlı ermeni yazar Mıgırdiç Magrosyan, yazar Şeyhmuz Diken, sosyolog Mehmet Şimşek, Doçent Ahmet Taşğın ve süryani cemaati mensupları katıldı
Güncelleme Tarihi: 28 Mayıs 2007
Haber :İhlas Haber Ajansı , Fotoğraflar : Renkler Solmasın Kültürler Kaybolmasın