Mardin Nusaybin'de bulunan toplu mezardaki kemikler ortadan kayboldu. İsveçli Prof. David Gaunt, analiz için örnek almayı reddetti. Mardin'in Nusaybin ilçesinde köylüler tarafından bulunan toplu mezarı incelemek için Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr.
Yusuf Halaçoğlu ile İsveçli tarihçi Prof.
David Gaunt, mezarın bulunduğu Kuru köyünde 24 Nisan günü incelemelerde bulundu. Ancak mezarın içinin neredeyse boş olması ve daha önce fotoğrafları çekilip görüntülenen iskelet ve kafataslarının bulunamaması, tartışma ve gerginliğe neden oldu. İsveç'ten gelen Prof.
David Gaunt, analiz için örnek almayı reddetti. İncelemenin ardından yapılan basın toplantısı oldukça gergin geçti.
Yoğun yağmurun altında mezara giren Halaçoğlu, TTK yetkilileri ve Prof. Gaunt, yaklaşık 15 dakika incelemede bulundular. Mezarın içinin su ve toprakla dolu olması dikkat çekerken mezarın korunması için hiçbir önlem alınmadığı görüldü. Köylüler, geçen sene boyunca onlarca kez mezara girip çıkıldığını söylerken bazı gazetecilerin, “Ben bile en az üç kez girip fotoğraf çektim” demesi, mezarın korunmadığını gösterdi. Daha önce onlarca iskelet ve kafatasının görüntülendiği mezarda çok az kemik parçası olduğunu gören Prof. Gaunt, mezarın eski fotoğraflarını göstererek ve “Bu fotoğraflardakiler burada yok” diyerek analiz almayı kabul etmedi.

Gaunt, bu mezarda bilimsel çalışma yapacak bulgunun olmadığınıdile getirdi. Mezardaki incelemenin ardından basına konuşan Prof. Halaçoğlu ise İsveçli Prof.
Gaunt’un, elindeki fotoğrafları nereden bulduğunu bilmediğini söyleyerek mezarın Roma dönemine ait olduğu iddiasını yineledi. Halaçoğlu, “İçeri büyük miktarda su dolmuş, ilk görüntülenen şekli tamamen ortadan kalkmış görünüyor. Önemli olan, mezarın kaç yıllık olduğunun tespit edilmesi. Eğer iki bin yıllık Roma mezarıysa zaten araştırmaya gerek yok. Zaten iki bin yıl önce Türkler burada yoktu. Romalılar vardı. Gelirken ana caddeden yolun ne kadar uzak olduğunu gördük. Sevk yolları Mardin Nusaybin üzerinden giden yoldur. Eğer katliam yapacaksanızinsanları buraya kadar getirip katletmezsiniz. Batı’da Ermenilerin, Süryanilerin soykırıma uğradığına dair iddialar var. Ermenilerin geçmişte ne yaptıklarını biliyoruz. Burada yaşananlara Avrupa'da kendilerine göre bir biçim vererek insanları suçlama hakkı kimsede yoktur. Biz diyoruz ki bir de bizim göstereceğimiz mezarları açsınlar. Bir de Ermeni komitacıların yaptıkları katliamların toplu mezarlarını açalım” diye konuştu.
'Hayal kırıklığına uğradım' Daha sonra, Nusaybin Nezirhan Otel’de ortak bir basın toplantısı düzenlendi. Halaçoğlu, iddialarını yinelerken Gaunt ise mezarla ilgili Türkiye medyasında çıkan yazıları ve fotoğrafları araştırmak için geldiğini belirterek “Amacımız, bu toplu mezardan çıkan kemiklerin Asur, Süryani ve Ermenilere ait olup olmadığını araştırmaktı. Aynı zamanda TTK ile enternasyonel tarih araştırmaları birliği ile bir işbirliğinin ilk adımını atmaktı. TTK ile bir diyalog yolu başlatmanın ve bu tarihi sorunun çözülmesinin bir ilk adımıydı. Hâlâ bu amaca inanıyorum. Ama mezara indiğimde tam olarak bir hayal kırıklığına uğradım; çünkü araştırmak için geldiğim kemikler, iskeletler, kafatasları yoktu. Bu gördüğüm mezarın, bilimsel araştırma yapılacak bir mezar olmadığını söyleyebilirim. Mezar o kadar değişikliğe uğramış ki tanınmaz hale gelmiş. Bu mezarın, bir ön araştırma için bilimsel nesne olmadığını söyleyebilirim” dedi. Gaunt, köylülerden askerlerin mezardaki kemikleri taşıdıkları yönünde duyum aldıklarını iddia etti.
Güncelleme Tarihi: 26 Nisan 2007 Haber :
Evrensel Gazetesi, Fotoğraflar :
Elif Görgü