İstanbul'da yaşayan Süryani Ortodoks'ları dini açıdan temsil eden İstanbul Süryani Kadim Metropolitliğine ait bina 3 yıllık bir çalışma sonrası 28 Mayıs 2006 pazar günü yapılan dini bir törenle yenilenerek tekrar kullanıma açıldı. Yenilenen binanın açılışı için Şam'da yaşayan Süryani Ortodoks Kilisesi patriği Moran Mor İğnatıyos
I. Zekka Ayvaz İstanbul'a geldi ve 28 Mayıs 2006 pazar günü yapılan dini ayini yöneterek yenilenen metropolitlik binasının açılışını kendi elleri ile yaptı.
Süryani patriği Zekka Ayvaz, dini tören esnasında yaptığı konuşmada kilisenin yenilenmesi için kolaylık gösteren Türkiye devletine teşekkür etti ve son yıllarda Türkiye'de atılan demokratik adımları büyük bir ilgi ile izlediklerini söyledi. Tören sonrası Süryani Patriği tarafından bu projenin hayata geçmesinde büyük emeğe olan Tarlabaşı Meryem Ana Kilisesi vakfı yönetim kurulu başkanı
Yakup Tahincioğlu ve ikinci başkan
Kenan Altınışık'a
patriklik nişanı verildi.
Yapılan dini törene İstanbul'da yaşayan diğer azınlık gruplarının dini temsilcileri de katıldı. Oldukça kalabalık bir katılımcının iştirak ettiği açılış töreni sonrası katılanlara metropolitlikçe hazırlanan yiyecekler dağıtıldı. Kilisenin tarihi ile ilgili hazırlanan belgesel gösterildi.
Tarlabaşı Meryem Ana Süryani Kilisesi olarak bilinen metropolitlik merkezi İstanbul'da yaşayan Süryani Ortodoks toplumuna ait tek kilise binasıdır. Resimde görüldüğü gibi daha önceleri sağında ve solunda çevrelenen binalarca kuşatılan Kilise, kullanım alanının küçük olması nedeniyle son yıllarda artan ziyaretçi trafiğine cevap veremez durumda kalmıştı. İhtiyaç üzerine yan taraflarda bulunan binalar satın alınarak Metropolitlik binasının genişletilmesi için projeler hazırlandı ve 3 yıllık bir çalışma sonrası İstanbul Süryani Ortodoks Metropolitliği modern ve ihtiyaçlara cevap veren bir binaya kavuşmuş oldu. Restorasyon çalışmaları esnasında metropolitlik Yeşilköy'de İtalyan Katolik Kilises'inde tahsis edilen bir binada geçiçi olarak Süryanilere hizmet verdi.
Metropolitlik Binasının Tarihçesi: İstanbul'a yerleşen ilk Süryaniler, ibadetlerini yapabilmek ve yanlarına gelen ruhanileri barındırabilmek amacıyla,
Tarlabaşı semtinde ahşaptan yapılmış oldukça küçük bir ev satın aldılar. 1844'te Patrik Moran Mor Iğnatios II. Yakup cemaatini ziyaret etmek amacıyla İstanbul'a geldiğinde, önceden alınan bu evi kiliseye çevirmeyi düşündü. Bu nedenle Sultan Abdülmecid'e müracaat etti.
Bunun üzerine Sultan, ahşaptan yapılmış evi kiliseye çevirmek üzere Süryanilere ferman verdi. Böylece Kilisenin inşaatı yapıldı ve Meryemana adı altında ibadethane olarak kullanılmaya başlandı. Ahşaptan yapılan bu kilise 1870'te Beyoğlu'nda çıkan büyük yangında kül oldu. 1880'de tekrar inşa edildi, ancak bu sefer kagirden yapıldı.
İkinci göç dalgasıyla birlikte, İstanbul'da yaşayan Süryani Ortodoks nüfusu da artmaya başladı. Mevcut kilise yetersiz kalınca kilise bitişiğindeki bina satın alınarak kilisenin büyütülmesine karar verildi. 1961'de Abdunnur Aydıner'in başkanlığındaki vakıf yönetim kurulu gerekli yasal izinleri aldı, sonra da Mardin'den yapı taşlarıyla, taş yontmacılığı ve oymacılığında hünerli ustalar (Sait Mimarbaşı, İskender Aktaş ve Lole Ertaş getirildi, iki yıl süren titiz bir çalışma neticesinde son restorasyondan önceki haline geldi ve 3 Kasım 1963'te Patrik Moran Mor îğnatios III. Yakup tarafından muhteşem bir törenle, diğer cemaatlerin patrikleri, hükümet temsilcileri ve Süryani Ortodoks Toplumu'nun huzurunda takdis edilerek ibadete açıldı.
Güncelleme Tarihi: 31 Mayıs 2006