HABERLER
Haber Arşivi
Tarihi Süryani Manastırı Restore Edildi

Süryani Kilisesinde Yoga Saygısızlığı

1.Uluslararası Turabdin Sempzoyumu Yapılıyor

Yazarımız Yusuf Beğtaş'a Onur Ödülü

Süryaniler Mor Gabriel'de Buluştu

Site Yazarımızın Kitap İmzalama Etkinliği

Hakkari'de Kiliseyi Temizleyip İbadet Yaptılar

Kaçırılan Çiftin Köyündeki Kiliseye Saldırı

Diril Ailesi: Ciddi Bir Arama Çalışması Yapılmadı

Süryanilerden Diril Cinayetine Tepki: Av Değiliz

Süryani Kurumlarından Diril Çifti İçin Mektup

Süryaniler Kültürlerinin Kaybolmasından Endişeli

Yoksulların Doktorunu COVİD-19 Nedeniyle Kaybettik

Şimuni Diril Son Yolculuğuna Uğurlandı

70 Gün Sonra Gelen Acı Haber

geri | | ileri
 
 
/ DERHAL SİVİL GİYİNEN BİR DİN REİSİ
Süryani Patrik Vekili İnkilabi Niçin Benimsediğini Anlatıyor

İbadethaneler dışında ruhanilerin dini kıyafetle gezmesini yasak eden kanunun neşri üzerine İstanbul'daki Süryani Patrik vekili Abdülahad, ruhanilere verilen altı aylık müddeti de beklemeyerek cübbesini, kalpağını atmış, tamamıyla sivil giyinmiştir.

Bir muharrimiz, dün memlekette herkesten önce sivil elbise giyen bu dini reisi Süryani Patrikhanesinde ziyaret etmiştir. Abdülahad, muharririmize aynen şunları söylemiştir: Ben her iyi şeyi herkesten evvel yapmasını severim. Nitekim Ankara'da kurulan milli Türk hükümetine bütün dini reislerden evvel ben dehalet ettim. Şimdi de yeni kıyafet kanunu çıkınca herkesten evvel sivil giyinmek suretiyle bütün meslektaşlarıma önderlik yapmak istedim. Kanunun tayin ettiği altı aylık müddeti de beklemeden ibadethane dışında sivil elbise kullanmaya başladım.

Bir haftadan beri İstanbul'da bütün vatandaşlarımızdan farksız olarak sivil geziniyorum. Bu münasebetle açıkça diyebilirim ki hükümetimizin çıkardığı bu yeni kanun çok yerinde ve çok güzeldir. Esasen ruhanileri dini bir kisve ile gezmeğe mecbur tutan dini hiçbir emir veya kayid da yoktur. Hiçbir kitapta bu gibi bir kayid bulamazsınız. Kendi hesabıma diyebilirim ki sivil elbise ile daha rahat ediyorum, dışarıda kendimi daha serbest, herkesten farksız buluyorum.


-Süryani kilisesi hakkında biraz malumat verir misiniz?
Süryani kilisesi en eski Hıristiyan kilisesidir. Bunun için bize “Süryani Kadim” derler. İlk patrikliğimiz Antakya'da kurulmuştur. Fakat Antakya'nın büyük zelzelesinden sonra Mardin'e nakledilmiştir. Şimdi de oradadır. Evvelce Süryaniler pek çoktu. Fakat Bizans zamanında bir adam kehanette bulunmuş ve “Bir parmakla şehadet eden bir kavmin Bizans ülkesini zaptedeceği”'i imparatora haber vermiş. Bunun üzerine imparator Süryanilerin bir parmakla şehadet ettiğini göz önünde tutarak Bizans tabiiyetine girmek istemeyen Süryanilerin şehadet parmaklarının kesilmesini emretmiştir. Bu emir üzerine Süryanilerin bir kısmı Hindistan'a, bir kısmı Cebeli Lübnan'a iltica etmiş, bir kısmı da Bizans tabiiyetine girmiştir. Bu son kısım Melkit adını kullanan Süryani Ortodoks Rumlardır. Bu sırada bir kısım Süryaniler de papaya iltihak ederek Katolikliği kabul etmisşerdir. Halbuki asıl kadim Süryani kilisesi müstakil ve Mardin Patrikhanesine bağlı kalmıştır.

-İstanbul'da ne kadar Süryani var?
İstanbul'da cemaatimiz 300-400 kişiden fazla değildir. Fakat bütün dünyada kadim Süryanilerin sayısı2-2,5 milyonu bulur.
-Burada hususi müesseseleriniz var mıdır?
Hayır, henüz mezarlığımız bile olmadığından ölülerimizi Şişli ve Yedikule'deki Ermeni mezarlığına gömüyoruz. Evlenme işlerimize gelince, tamamen medeni kanuna göredir. Sonra ayrıca dini merasim de yapılıyor. Biz hükümetimizin çıkardığı bütün kanunlara göre hareket etmeyi kendimize en büyük borç biliriz. Nasıl ki soyadı kanunu çıkınca eski soyadım olan “Kabus”u bir yana bırakarak “Yoldaş” soyadını aldım.

Bu beyanattan sonra kadim Süryanilerin patrik vekili acemiliği hiç hissedilmeyen bir sivil gibi, bir elinde sigara, bir eli de pantolonun cebinde olduğu halde Cumhuriyet objektifinin karşısına geçerek resmini çektirdi.
Kendisinden ayrılırken :-Bizans imparatorunun emri üzerine acaba kaç kişinin parmağı kesildi diye sorduk?
Gülerek şu cevabı verdi: -Tam sayısını bilmem. Yalnız kitaplarımız kesilen parmakların sekiz kayık doldurduğunu yazıyorlar.

KAYNAK: 19 Aralık 1934 Cumhuriyet Gazetesi, kaynak için sayın Can Nacar'a teşekkür ederiz.

 
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım