HABERLER
Haber Arşivi
1.Uluslararası Turabdin Sempzoyumu Yapılıyor

Yazarımız Yusuf Beğtaş'a Onur Ödülü

Süryaniler Mor Gabriel'de Buluştu

Site Yazarımızın Kitap İmzalama Etkinliği

Hakkari'de Kiliseyi Temizleyip İbadet Yaptılar

Kaçırılan Çiftin Köyündeki Kiliseye Saldırı

Diril Ailesi: Ciddi Bir Arama Çalışması Yapılmadı

Süryanilerden Diril Cinayetine Tepki: Av Değiliz

Süryani Kurumlarından Diril Çifti İçin Mektup

Süryaniler Kültürlerinin Kaybolmasından Endişeli

Yoksulların Doktorunu COVİD-19 Nedeniyle Kaybettik

Şimuni Diril Son Yolculuğuna Uğurlandı

70 Gün Sonra Gelen Acı Haber

Türkiye'de Yaşayan Süryaniler Tedirgin

Kayıp Çiftin Kaçırılmalarından Şüpheleniliyor

geri | | ileri
 
 
/ NUSAYBİN MANASTIRINA KAVUŞTU

Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Badibe köyünde 'Deyr Ghazelke' diye bilinen Öğretmen Mor Yakup Manastırı, restorasyon çalışmaları tamamlanmasının ardından ibadete açıldı.

Nusaybin'in kuzeyinde Bagok Dağı olarak bilinen Tur İzlo Dağı'nda 1172 yılında inşa edilen manastır, Turabdin bölgesinde yaşanan göçlerden sonra terk edildi. 2006 yılında Süryani cemaati öncülüğünde restorasyonuna başlanan manastır, 2013 yılında bitirilerek, tekrar ibadete açıldı. Manastırın açılışına Nusaybin Kaymakamı Abdulhalim Can, BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Yavzu Köse, İlçe Emniyet Müdürü Vekili Hüseyin Cavit Ak, Kilise ve Manastırları Koruma Derneği Başkanı Maravgi Çınar, Muhtarlar Derneği Başkanı Şakir Acar'ın yanı sıra çok sayıda davetli ile Süryani toplumu üyeleri de katıldı.

Açılış töreninde konuşan Kaymakam Abdulhalim Can, bu toprakların yüz yıllardır Mor Yakub'u, Mor İbrahim'i, Selman-ı Farisi ve Zeynelabidin'i yıllarca bağrında barındıran, din, dil, ırk inanç farkı gözetmeksizin herkesi bu topraklar üzerinde özünde barındırdığını söyledi. Bu bölgenin yıllardır kadim bir topluluğu ve medeniyeti bağrında barındırdığını belirten Can, şöyle konuştu: "Ama bizim bakış açımız, anlayışımız, medeniyetimiz şudur: Biz insanı insan olduğu için seviyoruz. Hz. Mevlana'nın dediği gibi 'Yaratılanı Yaradan'dan dolayı, Allah yarattığı için seviyoruz.' Hiçbir ayrım yapmadan inancı, dini, görüşü, düşüncesi, kafasının dışı, içi, fiziği ne olursa olsun bizim için önemli değildir. İnsanı, insan olduğu için seviyoruz. Ona değer veriyoruz. Kadim Süryani medeniyeti dostları da o yüzden seviyoruz ve onlara saygı duyuyoruz. Temel olarak kardeşlik ve sevgi duygularının bu bölgede pekişmesi için devlet olarak çaba göstereceğiz. Kiliselerin aslında dini vecibelerin yerine getirmenin ötesinde sosyal olarak insanların bir araya geldiği konuştuğu, muhabbet ettiği, nasihat ettiği, nasihat aldığı, bir araya gelerek kaynaşılan önemli yerlerdir. Umut ediyoruz ki buralarda hep güzel şeyler konuşulur. Sevgi konuşulur ve paylaşılır."

"KİLİSELER VE CAMİLER HALKI BİLİNÇLENDİREN AKADEMİLERE DÖNMELİ"

Daha sonra kürsüye gelen Nusaybin Belediye başkanı Ayşe Gökkan, bölgede yaşanan çatışmalı ortamdan dolayı bir göç yaşandığına dikkat çekti.

Bu çatışmalı ortamda hizmet veren kiliselerin tahrip ediliğini belirten Gökkan, konuşmasına şöyle devam etti: "Mezra Botan dediğimiz bölgede çok ciddi direnişler oldu. Bu direnişlerle Türkiye'de ciddi değişimler yaşandı. Daha önce tek millet, tek bayrak, tek devlet diyen devletin yetkilileri, bugün çok kültürlü, çok dilli olarak ifade edilen bir noktaya gelindi. Bu tabi ki mücadeleyle oldu. Biz de Nusaybin Belediyesi olarak buradaki halka elimizden gelen desteği sunduk ve sunmaya devam edeceğiz. Önemli olan burada çok dilli, çok kültürlü, farklı inançların olduğu halkların ülkelerine, köylerine, kentlerine geri dönmeleri ve onurlu bir barış sağlanarak bugün o değişen dil, tek tek denilen dilin çok çoka dönüşmesi bizim için önemlidir."

Konuşmasında Mısır ve Suriye'de yaşananlara da değinen Başkan Gökkan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kiliseler ve camiler halkı bilinçlendiren akademilere dönmeli. Siyasal İslam veya siyasal dinlerle bunun yürüyemeyeceğini görüyoruz. Bugün Ortadoğu'da olduğu gibi. Mezra Botan bir bereket yeridir. Mezopotamya'da buBereketli ananın herkese yetecek sütü vardır. Yeter ki biz emeği, duyguyu, düşünceyi, adaleti, eşitliği birleştirebilelim. Yanı başımızda Suriye'de yaşanan çatışma bugün burada bulunan Süryanilerin yarısının akrabası orada, Kürtlerin akrabalarının yarısı orada. Burada Kürtlerle oturulup çözüm tartışılıyorsa Rojava'daki Kürtlerin de burada daha çok güven kazanması, tüm toplulukların daha da güven kazanması için hep birlikte el ele vermek lazımdır. Umarım en yakın zamanda barış ve kardeşlikle hem Ortadoğu hem Rojava hem de tüm halklar eşitçe yaşar."

Kaynak: haberler.com, Fotoğraf: Hazni Aktaş - Turabdin  ; Güncelleme Tarihi: 27 Ağustos 2013 

 
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım