Renkler Solmasın Kültürler Kaybolmasın

             
 
GÜNCEL
ARAMA MOTORU

Web'de Ara Site içinde Ara
 
Forum sözleşmesi


E-posta: Şifre: Şifre Hatırlat | Üye Ol

KONUYU AÇAN: ömer faruk 88.230.102.***
14.09.2013 23:58:04
Konu: Mardin li hoşgörü,barış ve dostluk sembolü MİHAİL KIRILMAZ.

Faruk GÜLTAŞLI Faruk GÜLTAŞLI
Mardinli Müzisyen Mihail Cerci KırılmazEklenme Tarihi : 13 Eylül 2013, 19:24

MARDİNLİ BİR HOŞGÖRÜ VE BARIŞ SEMBOLÜ: MİHAİL CERCİ KIRILMAZ

Mardin’imizin hoşgörü, barış ve dostluk sembolü; halk ozanı, müzisyen ve bestekar Mihail Cerci Kırılmaz ustayı kaybedeli 16 yıl oluyor. Herkesin yardımına koşan, acı ve tatlı günlerinde hemşehrilerinin yanında yer alan bu güzide şahsiyeti saygı, rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz. Merhum Mihail Kırılmaz’ı anlatmak sayfalara sığmaz. Bu yazımızda dilimiz döndüğünce kendisini anlatmağa gayret edeceğiz.

Mihail usta 1919 yılında Mardin’de dünyaya geldi. Cercizade Corc Kırılmaz’ın torunu , Türkiye’de ilk defa dokumacılar kooperatifini Mardin’imizde kurarak örgütleyen Elie Kırılmaz’ın oğludur. Yaşamının neredeyse tamamını Mardin’de geçirmiştir. Esas mesleği olan dokumacılıktaki ustalık ve maharetleri tartışılmaz boyuttadır. Bu mesleğin zamanla önemi yitirmesi üzerine daha sonraları geçimini sağlayacağı inşaat ustalığı mesleğinde karar kılmıştır. Yaşadığı yıllarda hemen hemen her evin tadilatında, restorasyonunda Mihail Usta’nın yoğun alın teri ve emeği vardır. Hatırşinas ve kadir bilirkişiliği ile herkesin gönlünü kazanmayı bilmiştir. Müslüman, Hıristiyan herkesin cenazesinde, kutsal günlerde kutlamalarda, düğünlerde, hasta ziyaretlerinde, çarşıda, pazarda hemen her yerde kendisini görmek mümkündü. Her ortamda baş tacı edilir ve saygı görürdü.

Bu yazımızda esas olarak merhum Kırılmaz’ın edebiyat ve müzik alanındaki maharetlerine değineceğiz.

Allah vergisi bir doğaçlama yeteneğine sahip olan üstad; kişi, konu ve yer ile ilgili anında doğaçlama şiir yazar, karşısındaki insana okur gönlünü okşardı. Yazdığı bu şiir ve tekerlemelerinde Arapça’nın Mardin lehçesini kullandığı gibi fasih Arapça olarak yazdığı şiir ve beyitleri de vardır.

Musıki konusundaki mahareti tartışılmaz güzelliktedir. Güncel olaylarla ilgili yaptığı bestelerde mizahi bir dil kullanır, insanları düşünceye sevk ederdi. Bu eserlerinden bazılarını irdelemeğe çalıştığımızda güzel sürprizlerle karşılaşılmaktadır. Beste yaptığı gibi adaptasyon tekniği kullanarak bazı şarkı ve türküleri Mardin kültürüne adapte ederdi. Bu türkülerden bazıları “El Dırra – Kuma” “Bahçede Mişmiş” türküsünün, “Meyme Acuz’un nakarat kesimi,” “Debreli Hasan” türküsünün farklı bir adaptasyonudur. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Besteciliğinde kullandığı mizahi ve düşündürücü tavrı her türlü takdirin üzerindedir. Bazı örnekleri verecek olursak:

HALAK TÜRKÜSÜ: Bu güzel mizahi türkü tamamen Mihail Kırılmaz’a aittir. Hırkasını veya gömleğini çaldıran gariban bir Mardinlinin damdan dama atlayarak hırkasını araması, ararken de Mardin’in önde gelen ailelerin fertlerini mizahi bir dille hırka hırsızlığı ile melodik olarak suçlaması ilginç bir bestecilik örneğidir :

KEN LİHİ FİSTEN MİN ĞEZLİYYE

HASALTUHU FİL FAHRİYYE

ASARTUHU FİL BERİYYE

NAŞARTUHU AL KAMARİYYE

ŞABATU İBN EL MİLLİYE

HUVVE ŞABAT HALAKİ

Veya diğer bir kıtasında

KEN LİHİ FİSTEN MİN TENTENE

HASALTULU FİL TENCERE

ASARTUHU FİL MENGENE

ŞABATU İBİN ŞEHTENE

HUVVE ŞABAT HALAKI gibi nüktelerle Milli, Şatana ve diğer ailelerine mizahi bir dille laf atmaktadır.

MIRCENE: Bu mizahi türküde dünya çirkini Mircene’nin bakılmaz suratı ve çirkinliği mizahi bir dille anlatılmaktadır. Ağzı mağara, boyu zürafa, gözleri fare, saçları kömür isi gibi olan Mircene komik bir dille hicvedilmektedir.

ARUS: Tanımadığı biriyle zorla evlendirilen bir garibanın sevmediği eşine düzdüğü mizahi mısraların melodilendirildiği eserdir.

ALLİ U NAHHİ YA ISTEDİ

Şİ LE CIRİ Fİ İBLEDİ

IMMİ U EBUY U I’MAMİ

KALULİ HILLIK ARUS

HEYYE U BEYYE YA ARUS

YIN’AL ABUKİ YA ARUS

MEYME ACUZ: Ağzında diş kalmamış, yaşı seksenleri aşmış yaşlı bir ninenin (Meyme Acuz) çekirdek ve leblebi yerken verdiği mücadelesini anlatan, haftanın günlerini sırayla sayarak Nine’ ye takılmanın dillendirildiği mizahi bir ezgidir. Mihail Kırılmaz bu eserinde “Debreli Hasan” türküsünün nakaratını kullanarak adaptasyon tekniği uygulamıştır.

BIL ARABİ; BIL KURMANCİ ; BIL TÜRKİ: Çözüm sürecinin tartışıldığı bu günleri adeta yıllar önce gören Mihail Usta bölgede yaşayan etnik grupların kardeşliğini ve dostluğunu bu ezgisinde dillendirmiştir.

BİL ARABİ CİB HUBUZ

BİL TÜRKİ EKMEK GETİR

BİL KURMANCİ NAN BİNE

ALLAH İ HELLİ EFENDİNE

Bu örnekleri çoğaltmak elbette mümkün. Aççikçigo, Alla el kamar, Dondurma ve daha niceleri.

Ben Mihail Kırılmaz Usta’yı ilk defa 1973 yılında akrabamız Mehmet Tatlıdede’nin düğününde gördüm. Başköşeye misafir edilen Mihail usta ağırbaşlılığı beyefendiliği ve ölçülü esprileri ile davetlilerin gönlünde taht kurmuştu. Özel yaşantısında daima saygılı ve sevecendi. Bir elinde bastonu ile çarşıda gezindiği zaman ezan okunduğunda veya kilise çanı çalındığında daima bir kenarda saygıyla bekler, kutsal çağrıların bitmesini beklerdi. Çarşıda, pazarda yükü olan yaşlılara daima yardım eder, yüklerini ellerinden alarak evlerine kadar taşırdı. Asil bir insandı.

1997 yılında aramızdan ayrılan hoşgörü ve barış sembolü Mihail Kırılmaz Usta’yı daima özleyecek ve hep onu arayacağız. Saygı, rahmet ve minnetle anıyor, hayattaki evlatlarına ve yakınlarına mutluluklar diliyoruz.
Bu haber 90 defa okunmuştur.

FacebookTwitterGoogleDeliciousFriendFeedStubmleUponDiggNetvibes
Tüm Yazıları Yorumlar (2) Yorum Yaz Tavsiye Et Sa
 
CEVAP YAZ - Onaylı Üyelik Gerektirir
isim:
konu:
cevap:
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım