Hazan Mevsiminde Bir Halk: Süryaniler
Zeynep Tozduman*
23 Haziran 2009
Hayat bu, bazen gözaltından gülümser, bazen de Hep Hazan mevsimidir ömür dediğimiz. Bir halk daha yok oluyor. 1611 yıldır sabır çiçekleri ektiler Mezopotamyanın her bir parçasına karış, karış. Nice medeniyetlere beşiklik edecek kadar resmi tarih sayfalarında yer alan ve soldurulmaya çalışılan bu halka, kumdan kaleler yapıldı, Kardeşlik adına... Hazan mevsiminde doğdu bu halk ve bunca asırdır iklimlerden baharı yaşamadı hiç. Ya kıştı çileli ömürleri, ya da Kıran... Kıran mevsimi en çok da onları düşürdü birer, birer. Oysa sadece sevdiler, bir kadını sever gibi Mezopotamyayı...
Dokunurken, toprağa ateş oldu, kılıç oldu, kan oldu her bir hücreleri. Acının renginde dolaştılar hep. Sustular!, Susarak konuştuklarını anlar sandılar. Anlamadılar, duymadılar kan emiciler. Her biri kılıç artığı şimdi o günlerden kalan...
Ölülerini bile gömemeyenler, yasını tutamayanlar... Süryaniler
Bir halkın trajedisi bir ülkenin sosyo ekonomik gelişimi ile doğrudan ilintilidir. Savaş ekonomisi ve tek tipleştirme operasyonlarıyla idare edilen bir yönetim yok olmaya mahkumdur. Resmi tarih ne derse desin; resmi tarihi yazan trajediyi uygulayandır. Sözlü tarih deriz hep, kitaplara ya da arşivlere geçmeyen. Devlet olmayanın en güçlü arşividir Sözlü tarih. Ne yazık ki, demokratik ve hukuk devleti olmayan/olamayan kendi topraklarında yaşayan halkıyla yüzleşmeyen bir devletin tarihi, en çok saptırılan, çarpıtılan ve manipüle edilen alanıdır TARİH alanı. Resmi tarihin arşivleri ve argümanları ne derse desin bağımsız yargıç vicdandır.
Mor Gabriel davasında büyük insanlığı yok ettiler vicdanları mezara gömdüler, davaları bir bir açan sözde korucu anlayışlar.
Yaklaşık 2 yıldır mahkeme yolu ve davaları izlemeye gelen heyetler, kuruluşlar, şahıslar Mardin/Turabdin i gördüğü kadar Baharı göremediler. Mor Gabriel manastırının gerçek sahipleri ise bu davalardan sürekli Kışı yaşadı yüreklerinde. Diasporada yaşayanların ise keder damıtıyordu haber ajansları. Üşüyordu/düşüyordu yürekleri mahkemenin yapıldığı salonda. Bir Sese SES olmak istiyorlardı TURABDİN de 2000 insan. Yani ikibin yürek... Bağımsız yargıçların sesini duymak istiyorlardı. Mevsimlerden HAZİRAN, güneş ve çöl olmuş yürekler, bir damla su diyor; insanlık elbisesini kuşanıp. Haydi Türkiye bir vicdanın Sesi de sen ol artık. Gülsün yüzler.
--------------------------------------------------------------------------------
[*] İzmir Barış Aktivisti
|