Düsseldorf Başkonsolosu Kıvanç Hakkında
Düsseldorf Başkonsolosu Hakan Kıvanç’ın Almanlara dönük ırkçı hakaretlerde bulunduğu iddia edilen toplantıda bulunan Prof. İsmail Çoban, “Başkonsolosa tuzak kurdular” dedi. İddianın sahibi Kubilay Demirkaya’nın toplantıda olmadığını ve Demirkaya’yı hayatında hiç görmediğini belirten Çoban, “Başkonsolos ile görüşme, tamamen bir sohbet havasında gerçekleşti. Ardından da evlerimize gittik. Bu iddialar nereden çıktı anlamış değilim. Kesinlikle böyle sözler söylenmedi” diye konuştu.
RESMEN ŞOK OLDUM
Prof. İsmail Çoban, şöyle dedi: “Başkonsolos bana, ‘Beni bir Süryani bir hemşehrimizle tanıştırır mısın’ diye sordu. Ben de tabii dedim ve bir arkadaşımızla tanıştırdım. Sonra da altı kişi, bu arkadaşımızın evinde toplandık. Karşılıklı şaka yapıldı, karşılıklı fikir alışverişi yapıldı. Eğer bir adam evimize gelmişse, bizim bu adamın sırtına bıçak mı sokmamız lazım. Başkonsolos kalktı, bir Süryani hemşerimizin evine geldi. O da ağlıyor. Diyor ki, ‘Benim evimde yemek yedi. Yemek yemek için evime geldi. Nasıl o adama kötülük yapılır’ diyor.”
İDDİALAR KESİNLİKLE YALAN
Prof. İsmail Çoban, Başkonsolos Hakan Kıvanç ile yemek yiyen altı kişinin de, iddiaların yersiz olduğunu söylediğini bildirdi Düsseldorf Başkonsolosu Hakan Kıvanç hakkında Mor Gabriel isimli bir girişimin yönelttiği iddialara, Başkonsolos ile o gün aynı ortamda bulunan Prof. İsmail Çoban cevap verdi. İsmail Çoban, Başkonsolos ile gerçekleşen buluşmada kesinlikle bu tür sözlerin söylenmediğini belirterek, “Hatta Sayın Başkonsolos, Mor Gabriel’e destek çıktı. Başkonsolos, çözüm bulunacağını söyledi. Konuşmalardan sonra sonra da kalktık gittik. Böyle bir suçlama olmadı” dedi.
PROTOKOL TUTULMADI
Buluşmada herhangi bir protokolün tutulmadığını kaydeden Çoban, şöyle konuştu: “Bir protokol olsa bir toplantı olsa, benim de fikirlerimin alınması gerekir, benim de imzamın olması gerekir bu protokolde. Haberleri görünce şaşırdım kaldım. O kadar çok tatlı geçti ki buluşma. Benim kanım ne biliyor musunuz. Başkonsolosa bir tuzak kurulmak istendi. Basına biraz daha acınır durum vermek için tuttular bir de bunu soktular içen. Bunu yapan arkadaşı tanımıyorum. Hiç daha karşılaşmadık.”
DİĞERLERİ DE YALANLADI
Çoban, Başkonsolos’un sadece, “Sizin başınıza burada bir şey gelse, yine size sahip çıkacak olan, Türkiye Cumhuriyeti’dir” dediğini belirterek, “Doğru söylüyor” dedi ve bu açıklamaya destek verdi.Toplantıya katılan diğer isimlerle de görüştüğünü kaydeden Çoban, “Hepsi aynı şeyi söylüyorlar, bizim böyle bir şeyden haberimiz yok diyorlar. Bu sözde protokolü kimin hazırladığını da bilmiyorum. Bilsem de kendisine birkaç laf söylesem” dedi.
HAKSIZLIĞIN KARŞISINDAYIM
Çoban, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Toplantıya katılan altı kişi de, bu iddiaların doğru olmadığını söylüyor. Size bir şey daha söyleyeyim. Yalnız, eğer bu altı kişiden biri bizi ıskalayıp böyle bir şey yaptıysa, çok ayıp etmiş. Emin olun, eğer bir haksızlık yapılıyorsa, sahip çıkarım. Kim olursa olsun. Haksızlık yapılan kişiye sahip çıkmam gerekir. Ben yıllardır bu şeyi güttüm. Konsolosun haksız olduğunu bilsem, bunu da söylerdim.”
BEYANINI YEMİNLİ YAPSIN
Eleşritilerin odağındaki isim olan Kubilay Demirkaya ise, Prof. İsmail Çoban’ı ağır bir dille eleştirdi. Demirkaya SABAH’a açıklamasında, “Başkonsolos Kıvanç tarafından görüşmeyi gerçekleştirmeye görevlendirilen Prof. İsmail Çoban, hem kendisine hem arkadaşlarına, yanlış beyanla hakaret ediyor. Netice itibariyle sayın Prof. Çoban’ın Türkiye’de ciddi projeleri var. Ticari menfaatlerini koruması doğal. Ama sayın Kıvanç’ın basın sözcülüğüne soyunup açıkça yalan söyleyecek kadar küçülmesini kendisine yakıştıramadım. Dediklerinden eminse beyanını yeminli yapsın” dedi.
ÇOBAN: BUNLAR ÇOK AYIP
Çoban, Demirkaya’nın açıklamalarına da cevap verirken, şöyle dedi: “Bunlar çok ayıp şeyler. Evet, Türkiye’de çok büyük projeler var ama, benim projem değil bunlar. Çıkarım da yok ve ben bağışta bulunuyorum. Anlıyor musunuz? Benden rica edildi. İki tane akademi kuruyorum Türkiye’de, rica edildi bir Kültür Merkezi’nin projesini yaptım. Sonra rica edildi, bir İstanbul anıtı yapar mısın diye. Para almadım, almayacağım. Ben sokak çocukları yetiştiriyorum. Bu serserilik ne demek yani? Bu çok ayıp bir suçlama. Benim başkonsoloslukla, büyükelçilikle ve bakanlıkla ilişkim yok. Bu arkadaşımız kendisine profil sağlamak için bunları yapıyor. Çok ayıp ediyor. Benim profile ihtiyacım var. Kazandığım parayı Türkiye’ye yatırıyorum. Çocuklarımız için yatırıyorum. Bu olay uyum politikasına çok zarar verdi. Herkes aynı gün aynı gazeteleri okumuyor. Bu adam, burada yaşayan Türklere büyük zarar verdi.”
ALMAN BASININA AÇIKLAMA GÖNDERDİ
Başkonsolos Kıvanç hakkında ağır eleştirilerde bulunan Alman basınına da bir açıklama yapan Prof. Çoban, açıklamasında şöyle dedi: “Pazartesi gününden beri, Dusseldorf Başkonsolosu Hakan Kıvanç’a saldırılan haberler yayınlanmaktadır. Başkonsolosa yöneltilen suçlamaların hiçbiri gerçek değildir. Gerçek ise şudur:
1. Söz konusu toplantı 22 Şubat 2009 tarihinde, tamamen özel olan bir öğlen yemeği niteliğindeydi. Burada da protokol tutulmadı. Bildiriyi yazan ve tanımadığımız kişi, bu buluşmada yer almadı.
2. Bu özel buluşmada Ermeni, Süryani, Alevi Federasyonu ya da Rum temsilciler hazır bulunmadı. Daveti veren ve ev sahibi, Süryani kökenli bir vatandaştır ve tek ilgisi, Mor Gabriel Manastırı’nın kurtarılmasıdır. Amacı, siyasi güç kavgalarının içine girmek ya da provoke etmek değildir.
3.Evrensel gazetesinde yer alan bir haberde inisiyatifin sözcüsü olarak Kubilay Demirkaya anılmaktadır. Bu özel buluşma ne bir inisiyatif idi, ne de Kubilay Demirkaya isminde bir sözcü vardı.Biz bu kişiyi tanımıyoruz bile.
4. Başkonsolos Hakan Kıvanç, Mor Gabriel Manastır’nın kurtarılmasından ve barışçıl bir çözümden yana. Bu özel buluşma, bilgi alışverişi amaçlıydı.
5.Başkonsolosun söylediği iddia edilen ırkçı söylemler yapılmadı. Dört saat süren toplantı sükunet içinde geçti ve herkes dostça ayrıldı.
|