mara

             
 
GÜNCEL
ARAMA MOTORU

Web'de Ara Site içinde Ara
 
Forum sözleşmesi


E-posta: Şifre: Şifre Hatırlat | Üye Ol

KONUYU AÇAN: bawer 78.162.137.***
21.03.2009 23:49:22
Konu: NEWROZ PİROZ BE
--------------------------------------------------------------------------------

Bütün halkların tarihinde, coşku ile kutlanan ve büyük bir anlamı ve önemi olan günler vardır.
Bu tür günlerde insanlar en güzel elbiselerini giyer, küskünler barışır ve yaşamın dahada güzelleşmesi için dileklerde bulunulur.
İnsanlığı beşiği olan anadolu-mezopotamya bölgesinde zengin yer üstü ve yer altı kaynaklarının çoğunluğundan dolayı sürekli egemen güçlerin istila ve fetih hareketlerine maruz kalmıştır. Ama her ne kadar egemen güçler egemen güçler kendi sistemlerini bu alanda oturtmaya çalışmışsa da bölge halklarının büyük isyan ve baş kalrırılarına da sebe olmuştur.
İşte bu başkaldırılardan bir tanesi de, bin yıllardır orada bulunan halklar arasında bu güne kadar , kutlanan NEWROZ bayramıdır.
Newroz bayramının anlatımında bir çok versiyonu olmasından kaynaklı kimse net olarak geçmişi hakkında bilgi sahibi olmadığından ve bir çok mezopotmya halkı tarihinde farklı anlatımları olduğundan bu konuda net bir şey söylenmemektedir. Ama şu bir gerçek ki, Newroz ortadoğu-mezopotamya halkları için yeni bir umuttur..

Newroz Kürt halkının demirci kawa önderliğinde Dehak zülmüne isyan ateşi tutuşturduğu ve zafer ile taçlandırdığı gündür.
New: yeni, Roz: gün, yenigün anlamına gelir. Bahar yeniliktir. Hareketlilik ve canlılıktır. Kışın tembelliğini, monotonluğu-donukluğunun silkinişidir. Bahar mevsimi mucadele, başkaldırı günleri ile doludur. Aradan 2616 yıl geçmesine rağmen, direniş özünü kaybetmeksizin her 21 Mart günü coşkuyla Kürt halkınca kutlanan Newroz, halkların özgürlüğe olan özlemini ve inancını da taşır yüzyıllardır.
Tarihteki soykırımlara, katliamlara, Halepçelere yok etme politikalarına rağmen bu güne dek içeriği zenginleşerek, güncel olaylarla birleşip gelen Newrozun giderek daha fazla yayılması aynı zamanda Kürt kültürünün zenginliğini de göstermektedir.
Bu başkaldırı ve zalimleri yakan ateş son yıllarda daha fazla meydanı ve daha fazla alanıda aydınlatıyor. Yeni zalimler ateşi söndüremiyorlar, ama özgürlük ateşi yeni zalimleride yakarak daha gürleşiyor. Din, dil, irk, ulus, cins farklılığı gözetmeksizin tüm emekçilerin birlikte kavgasının yolunu aydınlatıyor.

Bu yılın Newrozuna kuşkusuz yerel seçimler damgasını vuracak. Zira düzen cephesi, Kürt illerinde AKP üzerinden elde edilecek bir seçim başarısı ile Kürt halkını siyasal ve moral bakımından zayıflatma hedefi çerçevesinde, tam bir mutabakat içerisinde.
Bundan dolayı da bir bütün olarak AKPnin arkasında saf tutmuş bulunuyor. Devletin imkanların AKPnin hizmetine koşulmuş, yerel idarecileri AKPye çalişiyor. Halkın yoksulluğu kullanılarak oy avcılığı yapılıyor. Ancak devletin seferberliği bununlada sınırlı değil. Ergenekon davası üzerinden kirli savaşın suçlarına göstermelik de olsa dokunma ihtiyacı duyuluyor. Ayrıca TRT-Şeş kanalının açılmasınd aolduğu gibi Kürt sorununu çözmek iddası ile bir takım açılımlar yapılıyor gibi göstermelik bir hava yaratılıyor. Daha önce bu tür açılımların sözünün edilmesine dahi yasak koyan ordu, bu kez tersine bu açılımları destekliyor havasında.

Newroz seçimler öncesinde bu politikanın ne denli tutacağına dair bir sınav olacak. Seçimlerden bağımsız olarak Kürt halkının ulusal enerjisi ve mucadele isteğinin düzeyi ortaya konulacak. Newroz alanalrı, AKP ve onun temsil ettiği düzen cephesi açısından seçimlerin öngünlerinde bir politik ve moral-yenilgi anlamına da gelecek. Seçimlerin sonucu ne olursa olsun, Newrozun etkisi kendisinden sonraki günleri belirleyecektir.

Kuşkusuz büyük anlamlar yüklenen seçimlerin Newrozun hemen ardından gerçekleşmesi düzen için büyük bir handikap. Cünkü Newroz isyan ruhudur. Kürt halkı Newroz alanlarında isyan ruhunu harlıyor. Özgüven kazanıyor, bir halk olarak kimliğini buluyor.
Newroz; yitik insanın kendisini bulma arayışıdır. İrade ve inancı bileyip özgürlük çizgisinde kararlaşmasıdır.
Köleleşmeye, kendinden uzaklaşmaya ve aynılaşmaya karşı Mazlumca direnmektir.
Mazlum ki;
Yüreği Kawadır gözleri Babekte
Ateşler yanarkan dağ doruklarında, ihanet zindan karanlığında kol gezmekte..
Kawalara Babeklere bir yandaş gerek,
Bu zindan karanlığına bir ateş gerek,
Çevrilen ihanet çarkını kırmak için,
Ölümü göğüsleyecek bir yoldaş gerek..

Başta Kürt ve Türk halkı olmak üzere Süryani-asuri, Laz, Çerkez, Rum.. Bütün halkların NEWROZ Bayramını kutlar, Zalime karşı içimizdeki Ateşin sönmemesini dilerim..

Güzel yoldaşım Mehtap a atfen..
 
Kimden: baterisst  78.182.72.1***
23.03.2009 09:49:41
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
"Nevruz Bayramı Farslar, Türkler, Kürtler, Zazalar, Azeriler, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlar la beraber neredeyse tüm kuzey yarımküre tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da başka bir değişle doğanın uyanışı ve bahar bayramıdır.

Kelimenin aslı eski Farsça dan gelir: nava=yeni + rəzaŋh=gün/günışığı, anlamı "yeni gün/günışığı" dır ve günümüzün Farsçasında da hâlâ aynı anlamda kullanılmaktadır(nev=yeni + ruz=gün; anlamı "yeni gün") [4]

İrani dillerdeki Gün anlamına gelen Ruz (Farsça), Roç (Beluçca), Roc (Zazaca) ya da Roj (Kürtçe) sözcükleri Proto-İranicenin "Rauça"sından gelir. Bu da eski Hint-Avrupacanın manası Işık olan *Leuk- kelime köküne dayanmaktadır. Şu en eski şekilden Rusçadaki Luç, Almancadaki Licht, Yunancadaki Leukós, Latincedeki Lux, İngilizcedeki Light ve Ermenicedeki Luy da oluşmuşlar. Proto-Iranicede Rusçadaki gibi bir k ç ses ertelemesi ortaya çıkmışdır ve ayrıca L sesi R ye dönüşmüştür.

Eski İrani dili olan Avestçede Raôçah zamanında esasdan Işık demekti. Eski hint-ari dilindeyse (Bugünkü Kuzey Hindistanda varolan dil grubu) Roçiş kulanılmaktadır.

Nevruz teriminin tarihte ilk yer aldığı kayıtlar, M.S. 2. yüzyıldaki Pers İmparatorluğu kayıtlarıdır, ancak bundan çok daha öncesindeki (yaklaşık M.Ö. 648 ve 330 yılları arasında) Pers İmparatorluğu altında yaşayan değişik milletlerin Pers Şahına Nevruz gününde hediyeler getirdiğine dair bilgiler mevcuttur[5]

Nevruz diğer Türk devlet ve topluluklarında da kutlanılır. Bunlardan Azerbaycan da Novruz, Kazakistan da Navrız meyrami (Наурыз мейрамы), Kırgızistan da Nooruz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde Mart dokuzu Kırım Türklerinde Navrez, Batı Trakya Türkleri nde Mevris adları ile anılır.

Kürtçe de, Farsça daki ile aynı anlama gelmesiyle birlikte yazılışı Newroz dur [6]. İran kökenli bir devlet olan Tacikistan da (Наурыз мейрамы) Navrız meyrami adı ile kutlanan Nevruz Arnavutluk ta ise Sultan Nevruz olarak isimlendirilir."

Böyle dünya halklarına maal olmuş bir bayramı kürtlerin özgürlük hareketi olarak, ancak senin gibi bir kürt şövenisti lanse edebilir.Ortadoğunun kurtuluş umudu öylemi.
Pekala niçin mezopotamyanın asıl halkı olan asuriler,aramiler,keldaniler bu bayramı kutlamıyor? hintler,ruslar,türkler,özbekler,kırgızlar,azeriler,kürtler niçin bu bayramı kutluyorlar?Çünkü bu halkların çoğu türk ve irani kökenlidir.Ari halklarıdır bu halklar.Ortadoğu değil orta asya bayramıdır nevroz.Öyleki türklerin orta asyada destanları içerisinde bu demirci kava efsanesi dünya edebiyatında destan olmuştur. ise nevroz u Her ari halkı bu destanı kendilerine göre revizyon etmiştir.Kürtlerin
Asur kralı Dehak ı kullanmakarı onların Asurilere olan düşmanlığına bağlıyorum.Öyleki böyle uydurma destanlarla
ortadoğuda kürtlere, asuri düşmanlığını aşılamışlardır bu şövenistler.
Aynı destanı kullanan hintler,persler,türkler vs ari halkları gibi bunların ise böyle bir zalim asur sorunu yoktur.Bu tamamen kürtlerin şöven siyasetinin ürünüdür.
Nevrozun tarihi oluşum ve bilimsel geçmişini detaylı olarak inceleyen her insan bu sonucu görebilir.
Newroz üzerinden burada siyaset yapan şövenlere şunu söylemek istiyorum;Bari bu sayısız halkların saf bayramlarını, kendi pis şöven siyasetinize alet etmeyin be...Halkların varolmasını istiyorsanız onların kültürel zenginliklerini çıkarlar uğruna olan siyasete sermaye etmeyiniz...

 
Kimden: bawer  78.162.145.***
23.03.2009 13:28:25
Cevap: Kime silahşölük etmektesin?
Yükarıda da sözünü ettiğim gibi, Newrozun tarihi hakkında net bir bilgi yoktur. Bu bayram bir çok halk tarafından baharın gelişi-dirilişi olarak kutlanmaktadır. Bir mucadele sembolüdür nitekim. Ne anlamda olursa-olsun silkinişin-dirilişin müjdecisidir. Bu şu aşamada, Kürtler üzerinden bir anlam biçmemizin yegane nedeni, son yüz-yıl (100) boyunca, Kürtlerin bunu bir direniş sembölü haline getirmelerinden kaynaklanmaktadır. Yani biz Newrozun İrani halklara ait olmadığı gibi, senin savsatan olan öyle birşey demiyoruz.. :)) Tanrım sen büyüksün:). senin gibi bir yobazın bunu anlayamaması-kavrayamaması gayet doğaldır.

Demirci Kawa destanının bir orta asya destanı olduğuna dair herhangi bir kaynak bulunmamaktadır. Buda bütünü ile senin uydurmasyon söyleminin tezahürüdür. Son bin yıl bunu açıkça ifade etmektedir.
Tarihte bir çok zalim diye nitelendirebileceğimiz Kral yada imparator mevcuttur. Bir çok halkın tarihinde bunlar destanlarşmıştır. Mitolojik bir kahramana yada zalime dönüşmüşlerdir. Yakın tarihte de bunlar yığınca mevcuttur. Bir hitler örneği mevcuttur yakın tariht. Şimdi bu neden ile, herhangi bir halk Hitler üzerinden Alman halkına düşmanlık edebilir mi? gayet tabikii edemez. Bu söylemler talihsizliktir. ve nitekim tarihin tezahhürüdür bu tür söylemler içerisinde bulunanların yok oluşu. Bir mahkumiyetten öteye gidemezsin. Biz; zalime, yobaza aldırış etmeden kurtuluş ve var olma mucadelsi veren bütün halklar ile Newrozu ortaklaştıracağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bu söylemler nafiledir. Bizce hiç bir değeride yoktur.

Bazı kavramlar kullanıyorsun fakat ne yazk ki, o kavramları içeriği hakkında pek bir bilgin yok. Ezber, çelişkiler yumağı, oradan-buradan bir takım şeyler getirerek, sözüm ona karşıt eleştiri getiriyorsun. Tabi bu bir kabiliyet, derinlik, kavrayış meselesidir. Senin Dünyaya bakış penceren gereği; görmen, kavramanda son derece zordur.

Şövenizmin nedir? Buna dair senden bir yorum rica etsem; ama sana ait bir yorum. Bu kavrayış düzeyinide bir nebze ortaya çikartacaktır. Var olma mücadelelerini siyasetten men ediyorsun.. Peki; sizce var olma mucadelesinin araç-gereçleri nelerdir? yine bu konuda sizden bir yorum bekliyorum.

Konunun açıklık kazanması açısından Newroz tarihçesine bir göz atalım:

Newrozun tarihsel kökenine inildiğinde günümüzden yaklaşık 4350 yıl gerilere dayanan bir geçmişinin olduğu görülmektedir. Bu dönemde Gutilerin tapınaklarda zagmuk adında bir bayram yaptıkları bilinmektedir. Zagmuk da yeni gün anlamındadır. zagmuk bayramı törenlerinde ateşler yakılır ve kral halkın arasına girer. Daha sonraki yüzyıllarda zagmuk geleneğinin Zerdüştlükte de ortaya çıktığı görülür ve bu tören gelenekleri Gutilerden sonra Hurri, Kassit, Mitani, Urartu ve Medler zamanında da korunur.

Bugün Newroz mitolojisi olarak bilinen ve özgürlük tutkusuyla bütünleşmiş olan Demirci Kawa efsanesi şöyledir:

Çok eski zamanlarda, henüz yeryüzünde kimsenin olmadığı dönemlerde zervan isimli tanrının iki oğlu olur. Biri hürmüzdür, bereket ve ışık saçandır. Diğeri ise ehrimandır, kötülük ve kıtlık saçandır. Fırat ve Diclenin yaşam bulduğu, ahuramazdanın kutsadığı topraklarda hürmüz iyinin ve uygarlığın geliştiricisi, ehriman da onun düşmanıdır.
Hürmüz yeryüzünde temsilini yapması için zerdüştü gönderir ve yüreğine sevgi akıtır. Zerdüşt de oğullarını ve kızlarını hürmüze verir ehriman bu durumu kıskanır ve yıllarca iyilerle savaşır. İyilere, zerdüştün soyuna Medya coğrafyasında yaşamı zehir eder. Ehriman gökten ateşler yağdırır, fırtınalar koparır. Sonunda içindeki nefreti ve kötülük zehrini zalim dehakın beynine akıtır ve onu bir bela olarak (Asur ve Med)(dikkatini çekmesi açısından mitolojide zülme uğrayan Asur ve Med halkıdır. mezopotamyada irili-ufaklı yüzlerce halktan söz ediliyor) halkının üzerine salar. Dehakın bildiği tek şey kötülük etmektir. Zalim dehak halkın kanını emerken beynindeki zehir onu ölümcül bir hastalığın pençesine düşürür. Dehak acılar içinde kıvranıyor, hastalığına çare bulamıyordu. Dönemin hekimleri acılarının dinmesi ve yarasının kapanması için yaraya genç ve çocukların beyinlerinin sürülmesini tavsiye ederler. Böylece günlerce süren bir katliam başlar; her gün iki gencin kafası uçurulup beyinleri merhem olarak dehakın yarasına sürülür. Katliam sürerken, sıra Med halkının çocuklarına gelir. Gençler öldükçe fıratın, dicclenin, mezrabotanın hali perişan ve içler acısıdır. Halk çaresiz ve güçsüz düşmüştür. Gençler katledilirken sıra bir gün kawa adında bir demircinin en küçük oğluna gelmiştir. Daha önce de 17 oğlu bu uğurda öldürülen kawa çaresizdir.

20 Martı–21 Marta bağlayan gece sabaha kadar demir ocağının başında sabahlar ve oğlunu zalim dehakın katlinden kurtarmak için çareler düşünür. Ve göğün yedinci katındaki iyiliğin temsilcisi, Ninowanın yoksul, yüreği sevgi ve umutla dolu olan demircisi kawanın bileğine güç, aklına ışık verir. Ona zalimin pençesinden kurtuluşun yolunu öğretir. 21 mart sabahı olduğunda kawa kendi eliyle oğlunu dehakın eline teslim etmek ister ve zulmün ve kötülüğün kalesine girer. Oğlunu zalim dehakın huzuruna çıkarırken örsünü dehakın kafasına indirir. Dehakın ölü bedeni demirci kawanın önüne düşünce kötülüğün alevi ninowada söner. Kısa sürede bütün ninowa ve bölge halkı isyan eder ve ateşler yakarak saraya yürürler. Zulme karşı isyanı başlatan kawa, demir ocağında çalışırken giydiği yeşil, sarı, kırmızı önlüğünü isyanın bayrağı, ocağındaki ateşi ise özgürlük meşalesi yapar. Ninowa cayır cayır yanarken meşaleler elden ele dolaşır, dağ başlarında ateşler yakılır ve kurtuluş coşkusu günlerce devam eder. zalim dehaktan kurtulan halklar 21 Martı özgürlüğün, kurtuluşun ve halkların bayramı olarak kutlar. Demirci kawa; başkaldırı kahramanı, Newroz ise; direniş ve başkaldırı günü olarak tarihe geçer.

Newroz mitolojisinde de anlatıldığı gibi; bu bir halka karşı düşmanlık değil, zalime karşı isyandır-direniştir.
Bunu günümüz güncelitesinden bir örnel ile dahada açıklığa kavuşturabiliriz.
Örnek; Günümüzde ABD Kapitalizmin kalesidr. Bir sömürge merkezidir. Bu söürge düzenini bütünü ile abd halkı tasfip edebilir mi? gayet tabiki hayır. Ama buna rağem Kapitalistler, zalimler, sömürgeçiler-sömürmeye, ezmeye, yakmaya, yıkmaya devam ediyorlar. İşte bu duruş Buzalimlere karşıdır. Halka karşı değildir. Tabi bunu senin gibi yobazlar anlayabilir mi? İşte bu bir muamma..
 
Kimden: firat  79.214.87.7***
23.03.2009 15:51:07
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
EDA NEWROZ PIROZBE HALKA KÜRDER

butun kürt dostlarimizin newröz bayramlari kutlarim mutluluklar diliyorum nice yillara umarim tum engeleri birgun asilip herkes özgürce yasama zevkine erisecektir yasasin mazapotomya halklari yasasin tüm azinliklar yasasin özgülük

SAYGILAR
 
Kimden: baterisst  78.182.72.1***
23.03.2009 15:57:52
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
Ordan burdan kopyaladığımı söylüyorsun.Ama kendin kopyaladığın yerden şu önemli bilgileri buraya aktarmayı unutmuşsun.Belkide bunu kasıtlı olarak yapıyorsun.Kürtlüğüne zarar gelmesin diye.Ama ben senin için buraya devamını aktarıyorum...
"Bu efsane Göktürklerin türeyişini anlatan Ergenekon Destanı ile benzerlik göstermektedir: Çinliler tarafından esir edilen Türkler, zamanla kaçarak dağlara sığınmış ve orada çoğalarak millet haline gelirler. Daha sonra bir demirci, demirden dağı eritip Türkleri özgürlüğe kavuşturur. Daha sonra Türkler düşmanlarını öldürerek bölgeyi ele geçirirler. Ergenekon’dan çıkış zamanı bahar ayları olduğundan, bu efsaneden dolayı Türk zümreleri bahar bayramı adı verilen Nevruz’da, bir demirci temsili olarak demiri döverek, bayramın başlangıcını yapar. Akabinde günahlardan ve kirlerden temizlenmek için ateşten atlama törenleri yapılır. Hem Kürt hem de Türk efsanesindeki figürler ve törenler birbirine oldukça benzemektedir.

Kürtlerin kökeni ile ilgili araştırmalar da yapmış olan araştırmacı-yazar Ömer Özüyılmaz Demirci Kava adlı kişinin aslında Türk veziri Bilge Tonyukuk olduğunu düşünmektedir: "Şerefname’de de bu geçer. Göktürk yazıtlarında, Bilge Tonyukuk’un adı Gave olarak geçer. Aslen Çin topraklarında yaşayan bir Türk ailenin çocuğu iken, Göktürk devletinde vezirlik yapmıştır. Doğu Türkistan Türklerinde, Çin’den gelen ailelere ’Gave’ denmektedir. Göktürklerde ve Doğu Türkistan Türklerinde vezirlerin ünvanı ’demirci’dir. Dolayısıyla Bilge Tonyukuk’un Türkçe ünvanı Demirci Gave’dir. Bu benzerliğin tesadüfle açıklanmasına imkân göremiyoruz. Ergenekon destanında anlatılan hadise tamamen Demirci Gave efsanesi ile aynıdır." demektedir. Bu görüşe göre, bu ve benzeri birçok Türk efsanesi, Türklerin İran’a gelmelerinden sonra Fars edebiyatına geçmiştir. Firdevsi’nin yazdığı Demirci Kava efsanesi, Türklerin İran’a gelmesinden sonra gerçekleşmiştir. Hem Demirci Kava Efsanesi nde hem de Göktürkler in türeyiş destanında bir demircinin dağı erittiği ve halkı özgürlüğe kavuşturduğu ile demircinin zalim kralı öldürdüğü aynı benzerliklerle anlatılmasından dolayı Firdevsi nin de Türklerden duyduğu bu efsaneyi kaleme aldığı öne sürülmektedir"

Bu bilgilere birde türlerin ve irani halkların ari(sarı) ırkına mensup olduğu eklenince destanın nereden gelip nereye gittiği ortaya çıkıyor.Aynen Sami halklarının gılgamış destanı ve nuh söylencesinin birbirine olan müthiş benzerliği gibi.Bunda abes hiç birşey yoktur.
Ayrıca nevruz un irani halklara ait olmadığına dair kanıya
ancak senin gibi yobaz,okuduğunu anlayamayan laf salatacıları çıkartabilir.Böyle bir şey demedim hatta şunu dedim sana etiket yapiyim:)))"Çünkü bu halkların çoğu türk ve irani kökenlidir":(( Yobazın kim olduğu belli oluyor.

Onlarca halk Farslar, Türkler, Kürtler, Zazalar, Azeriler, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlar gibi bu halkların hepsi bu bayramı kutlamaktadır.Bu halkların içerisinden kürtler sadece bir tanesidir.Benim anlamadığım senin gibi neye hizmet ettiği belli olmayan bir paylaşımcının ısrarla kürtlerin siyasetiyle bu bir çok halkın saf destansı bayramını kürt siyasetiyle harmanlayıp bizlere yutturmaya çalışman.
Hemen atlıycaksın arkadaşım "kürtlerin mücadelesi oluğu için onları örnek veriyorum" diye.Pekala Azerilerde bir mücadele vermekte,ona bakarsan Ahıska türkleride rusyaya karşı mücadeleleri için nevruzu kutlamakta senin benzettiğin özgürlük hareketine göre.Bunun gibi niceleri var.Yalnız senin yaptığın bu geleneksel destansı bayramı belkide bir mit olan bu bayramı kürtlerin özgürlük mücadelesinin ürünüymüş gibi göstermek.Ve bu bayramı mezopotamyaya maal etmek.Sormak istiyorum mezopotamya neresidir?Kültürü nedir?Mezopotamyada baharı karşılama bayramının adı akitudur arkadaşım.Senin o bahsettiğin umutlar rankler zenginlikler akitu olan mezopotamyanın baharı karşılama bayramındada vardır.Mezopotamyanın umudu budur.Sen kalkmış iran-orta asya geleneği olan nevrozu mezopotamyanın bir kurtuluş gerçeği yapıyorsun.Nevroz mezopotamyaya ait değildir.Pers mitolojisindeki tanrının ismine bir bak AHURA MAZDA.Yapmayın lütfen.İsme baksana asya ismi ne güzel.Ayriyetten hintlerin çoğunun hala bir numara takipçisi olduğu tanrıdır kendisi.Benim anlatmak istediğim asyadan alıpda bu kültür zenginliğini mezopotamyaya maal edemeyeceğindir...Bu cahillikten,bilgisizlikten,cografi bilginin yoksunluğundan başka bir şey değildir.Kürtlerin mezopotamya halkı olup olmadığını bu çelişkiler hala desteklemekte.Sen kimsin bunları mezopotamyaya maal ediyorsun.Yazıların Kürt siyasi sitelerindeki şöven yazılarla aynı.Şövenin tanımını istiyorsun benden söylüyorum işte senin gibiler şövenin tanımıdır.Kendini bir gruba körü körüne bağlamak ve yeri geldiğinde bütün gerçekleri bu bağlılığın şiddetinden kendi aleyhine çevirmektir şövenlik.Bu sensin arkadaşım.
yazıya bak:
"Kürt halkınca kutlanan Newroz, halkların özgürlüğe olan özlemini ve inancını da taşır yüzyıllardır.
Tarihteki soykırımlara, katliamlara, Halepçelere yok etme politikalarına rağmen bu güne dek içeriği zenginleşerek, güncel olaylarla birleşip gelen Newrozun giderek daha fazla yayılması aynı zamanda Kürt kültürünün zenginliğini de göstermektedir.
Bu başkaldırı ve zalimleri yakan ateş son yıllarda daha fazla meydanı ve daha fazla alanıda aydınlatıyor. Yeni zalimler ateşi söndüremiyorlar, ama özgürlük ateşi yeni zalimleride yakarak daha gürleşiyor. Din, dil, irk, ulus, cins farklılığı gözetmeksizin tüm emekçilerin birlikte kavgasının yolunu aydınlatıyor"

Sanki halepçede yok edilen sadece kürtlermiş gibi.Kürt kültürünün zenginliğini gösteriyormuş nevroz.Oysaki ıraktaki türkmenlerin ve sebeklerin kürtlere karşı bu isyan ateşini yaktıklarını görmemezlikten gelerek bu şöven bilgileri veriyorsun.Kendini bir grubun şiddetli savunucusu haline getiriyorsun.Ve böylelikle nevroza kürtlerden daha yakın olan asyalıları yada nevrozu kutlayan diğer halkları görmemezlikten geliyorsun.Birde utanmadan arkadaşım şöyle diyorsun:"Din, dil, irk, ulus, cins farklılığı gözetmeksizin tüm emekçilerin birlikte kavgasının yolunu aydınlatıyor" Yazının akışına göre bu emekçilerinde kürt olması gerektiğini düşünüyorum bir an:))
Nerede bu diğer ırklar,dinlerin mensupları.Oysa ki en az kürtler kadar ezilmişken.En az kültürleri kürtlerinki kadar zerdüştlüğe yakınken.
Al sana şöven aletlerinden bir tanesi daha;
"Newroz seçimler öncesinde bu politikanın ne denli tutacağına dair bir sınav olacak. Seçimlerden bağımsız olarak Kürt halkının ulusal enerjisi ve mucadele isteğinin düzeyi ortaya konulacak. Newroz alanalrı, AKP ve onun temsil ettiği düzen cephesi açısından seçimlerin öngünlerinde bir politik ve moral-yenilgi anlamına da gelecek. Seçimlerin sonucu ne olursa olsun, Newrozun etkisi kendisinden sonraki günleri belirleyecektir."

Şuna bakya bey efendi kürt kültüründen bahsederken birden kürt siyasetine geçiyor.Bu da yetmiyor AKP li kürt vatandaşların namus borcu saydıkları oylara hakaret ediyor.
Sorarım size yüce şahsiyet AKP de kaç tane kürt millet vekili var?TRT-ŞEŞ i kim açtırdı zannediyorsun?Ayıp değilmi zengin kürt kültürünün içinde olan AKP li kürt vatandaşlara?Demokratik hakları olan oy kullanma haklarınadamı saygın yok?Yoksa bu insanlar zengin kürt kültürüne tabi değillermi arkadaşım? Doğal olarak sen ne adına,niçin,hangi hakla mücadele veriyorsun?Senin yaptığın haddini bilmemezliktir güzel arkadaşım.Muammalıktır...
Siyesetle olmazsa mücadele neyle olurmuş sana söylermiymişim? Söylemiyorum çünkü benim düşüncelerimi anlayabilecek seviyede olduğuna inanmıyorum.Kime silahşörlik etmekteyim dimi?İşte ben bunun gibi nedüüü belirsiz bilgileri kullanarak insanların,halkların,kültürlerin zenginliklerini kendi pis amaçlarına hizmet etmesi için yazan arkadaşlara silahşörlük etmekteyim.Ama öldürmem aynen böyle mermiyi jarjörden çıkarır adamın suratına çalarım:))))








 
Kimden: bawer  78.162.145.***
23.03.2009 16:49:01
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
Bahsetmiş olduğun sitenin adresini bizler ile paylaşırsan bizde girip bakarız. neler almışım neler unutmuşum buda bir netlik kazanır. değil mi? hani bir iddamız varsa kanıtta sunmalıyız. evet oradan buradan çalıp-çırpıyorsun.
Bunlar oligarşik düzene hizmet eden maskeli balo kişiliğinin söylemleridir. SÜRATA ÇALARMIŞ:) sen bizi gördüğün yerde kaçarsın. bırak bu sanal ayakları. o akp içerisinde yer alanlarda senin gibi satılmışlardır. halk düşmanlarıdır. para için, nemalanmak için kendi halklarını dahi satabilecek kişiliklerdir.

Nedense bahsettiğin Türklerinmiş safsatası Kürtler Newrozu kutlamaya başlayınca ortaya çıktı:) daha önce illegal kullanıyormuş olacaklardı ki, kimsede duymamış:).. halpçeda bahşa hangi halklar yok edildi? sana bir çok yakıştırma yapılabilir aslında ama uslup olarak bize yakışmaz.

AKPli Kürt vatandaşların namus borcu saydıkları oylara hakaret ediyormuşuz:
Bütün söylemlerin Kürt düşmanlığı üzerinden gelişiyorken nasıl oluyorda birde AKPli olanlar namuslu vatandaşlar oluyorlar birden? (kimseye namussuzluk yakuştırması yapmıyoruz elbette) Ne olduda birden kıvırdın? sen pis bir CHPli ortodoks türküsün. rezilliğini düşmanca sergiliyorsun. Hatta MHPli olma olasılığında hayli yüksek. kendini burada maskelemiş düşmanlık tohumları ekmeye çalişiyorsun. maskeni indireceğiz kuşkun olmasın.

Ergenekon destanı senin gibi faşistlerin uydurmasıdır.
Hani asena adlı kurtunuz nerede? Bırak bu ayakları.. Git biraz dolaş..
 
Kimden: DEVRAN  88.249.226.***
23.03.2009 16:58:18
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
kardeşlerim burdan hepinizin nevroz bayramını tüm içtenlikle kutlarım..nevroz pirozbe..ya abi şu bateristle uğraşma ya inan bana uüğraşmaya değmez....yaşasın özgürlük..yaşasın..kardeşlik..!!!!!!!!!!!!!
 
Kimden: OlumuneAsuristan  78.20.73.46***
23.03.2009 17:33:23
Cevap: 1 NISAN--6759
newruz kurt ve diyer newruzu kutlayan tum halklara kutlu olsun..birkaçgun sonra mezopotamyanin bayrami olan 1 nisani bu sene 6759 uncusunu kutliyacaz herkes davetlidir.
 
Kimden: baterisst  78.182.71.6***
23.03.2009 17:45:13
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
Anlat Anlat heycanlı oluyo....

Halepçede en az kürtler kadar asuriler,yezidiler,keldanilerde yok edildi.Gerçi senin gibi kürt şövenistleri onlarada kürt diyor.
Nevroz asya halkının bir kültürel zenginliğidir.Hindistanda,Çinde,Türklerin yaşadığı bölgelerde,iranda buralarda kutlanmıyormu yalanmı söylüyorum.Yada nevrozu kürtler oluşturmuşta tarihmi şövenistlik yapıp onların değil diyor.Sadece nevros asya halklarının bir geleneğidir diyorum yalanmı.Ama senin gibi şövenistlerin zoruna gidiyor çünkü kendi yalanlarınıza öyle şiddetle aşık olmuşsunuzki başka halklara tahammulunüz yok.Sözde, kültüründen bahsettiğin bir halkın içerisinde bile kendi pis şöven doğrularına ters düşüyor diye diğer gruplar oluşturuyorsun.Parti gibi sermayenin köpeği olmuş bir oluşuma tabi olmakla insanları değerlendiriyorsun.Senin gibiler kapitalizmin koltuk değneğidir.Bir genellemenin yanlış olduğundan bahsediyorsun ama kendi doğrularına ters düşüyor diye bir grubun insanlarını tabi olduğu partiden dolayı ayırabiliyorsun.Noldu zorunamı gitti AKP li kürt vatandaşlar hakkında yorum yapmam.Senin düşmanın onlar dimi söyle söyle çekinme arkadaşım.Bu memlekette yaşayan binlerce chp li alevi kürt düşmanın dimi.Çünkü onlar pis chp liler dimi.Yada pis AKP liler.Çok komik ya kimlerle atışıyoruz.Sen bir şövenistsin arkadaşım bu zoruna gitmesin.Senin o bahsettiğin kürt mücadelesinin ruhu nevruzu mhp lilerde lastik yakıp üstünden atlıyarak kutluyolar.Bunun bana hesabını verebilirmisin.Anadoluda milyonlarca insanın nineleri kırmızı soğan kabuğuyla yumurta boyayarak nevruzu bekliyodu.Türküed,kürdüde,farsıda,arabıda buna nediyeceksin he...Kürtler kutlamadan öncede vardı bunlar anadoluda zoruna gitmesin arkadaşım.
Bütün söylemlerim kürt düşmanlığı üzerineymiş öylemi.
Eğer kürtler senin gibi ise evet kürtlere düşmanım.
Ama ben bir çok kürt gördüm ne senin gibi şövenist nede senin gibi cahil değiller.Senin eş değerinde olan kürtlerde gördüm bundan şüphen olmasın.Yinede halkların çoğullukla ifade edilmemesi gerektiğini düşünüyorum ve senin gibileri kürt şövenisti diye ayırıyorum.Halka saygımız sonsuz.Bunun aksini anca köşeye sıkışında senin gibiler bu ifadeleri kullanarak geçiştirmeye çalışır.
Ergenekon destanı benim gibi faşistlerin uydurmasıymış bak bak sen neymişsin ya bu bilgi dağarcığı neymiş böylede
tarihin bile uydurma olduğunu söyleye biliyorsun.Adamlar sıralamış nevrozun tezlerini işte sana doğru olanı hoşuna gidiyorda sana yanlış olanı niye zoruna gidiyor he...
Ben söyliyim çünkü kendi şöven doğrularına okadar şiddetle sarılmışsınki o doğrulara zarar verebilecek her görüşe,teze,yoruma katlanamıyorsun.Bilim ve tarih tarafsızdır.Senin gibilerin burada ortaya koyduğu bilgilere yüksek sayıda karşıt bilgileride mevcut.Hangisi doğru.İşte burada senin şöven ruhun devreye giriyor ve hemen aleyhine olanları kendi leyhine çeviriyor.Oysaki gerçekler farklı olduğunu biliyor ama katlanamıyor sevdası yüzünden.
İşte ben bunun gibi nedüüü belirsiz bilgileri kullanarak insanların,halkların,kültürlerin zenginliklerini kendi pis amaçlarına hizmet etmesi için yazan arkadaşlara silahşörlük etmekteyim.Bu forumda kendi doğrularınla harmanladığın yorumunu koymaya cüret ediyorsan diğer doğruların eleştirisinede katlanmak zorundasın.Ve bu yorumun bir grubamı veya insan değerlerinemi hitap ettiğinin tetkikini iyi yapman lazım.Aksi hitaplar ve çarpıtmalarda böyle hoşnut olmadığın pis silahşörler çıkabilir.(kendime pis diyorum ama senin gibi birinin ağzından çıkanların benim için zerre kadar önemi olmadığını belirterek)

Bide şu mermi olayı vardıya,o mermiyi suratına çalmam,anladımki sen buna değmezsin arkadaşım.....

...HALKLARIN KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERİNİN SİYASİ ÇIKARLARA SERMAYE EDİLMEMESİ DİLEĞİYLE....
 
Kimden: Sait  88.71.152.2***
24.03.2009 17:10:53
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
Site Yönetimine;
Sayin site Yönetimi, basindan belirttigniz olumsuz atismalar ve tartismalara deginmissiniz.
Yukarida adi gecen Baterisst adi altinda kisiyi uyarmanizi rica ederim!

Newroz tartisilmaz bir destandir, daha 2005 yilina kadar Türkiyede yasak olan Newroz artik nevruz olmustur.
Simdi de hem kürtleri hemde newroz u hakaret icerikli terimlerle kirtletmenin bir anlami yoktur.
Buradan efesle Baterisst adindaki katilimciyi kiniyorum.

Newroz Pîroz be
Sait
 
Kimden: baterisst  78.182.67.6***
25.03.2009 11:20:22
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
SN Sait,
Vermiş olduğum bilgiler ve getirdiğim yorumlar Diğer arkadaşların verdiği bilgilerle doğruluk seviyeleri aynıdır.Kürt halkına çoğulcu bir yaklaşımla hakaret etmişsem bunu yorumlarımdan lütfen benim için buraya copy-paste ediniz.Özür dilemeye hazırım.Halkların gerçekleri vardır.Bunu ne burada öznel doğrulardan esinlenerek yazılan bildiriler,yorumlar
değiştirebilir nede benim kendi yorumlarım değiştirebilir bu gerçekleri.Burada bir halkın sıkı sıkı siyasi probagandası yapılıyorsa burada diğer katılımcılarında farklı halklar üzerinden siyasi probaganda hakkı vardır.
Öyleki bawer bey her fırsatta bir gruba aidiyetini sürekli
belirgin bir şekilde yazıya dökmektedir.RENKLER SOLMASIN,KÜLTÜRLER KAYBOLMASIN sloganlı bir sosyal forumda tek bir halkın üzerinden kendince mücadele göstererek aynı halkdan farklı düşüncelerdeki insanları dışlamaktadır.Diğer halkların gerçekleri görmemezlikten gelmektedir.İnsani hayatı iyileştirmeye ve halk sorunlarının çözümü olan evrensel kavramlar olan Demokrasi,Sosyalizim,Emeğin mücadelesi,Özgürlük
gibi kavramları kendini şiddetle savunucusu bellediği grub üzerinden probaganda yaparak adete şövenizim yapmaktadır.Tekrar vurguluyorum bunlar evrensel kavramlardır.Bu kavramlar tek bir dünya halkını yani insan topluluğunu simgeler.Bu kavramlar uğruna verilen mücadeleler irlandada,ingilterede,amerikada,ortadoğuda,çinde,kübada,rusyada bunun gibi nice dünya halklarını kapsamaktadır.Herşeyden önce enternasyonel temeldedir bu mücadeleler.Sitemizde yapılan ise bir grubun üzerinden yalan yalnış evrensel kavramları kullanarak şövenizim yapılmakta.Halkların kardeşliğinden dem vurulup halkları var eden kültürel gerçekler yağmalanmakta bu şövenisliğin şiddetiyle.Adeta bir grubun haklı veya haksız var oluş mücadelesi verilmekte.Bu site bu amaçlar için kullanılmalımı?Hayır..Halkların
kendi çıkarları doğrultusunda oluşturdukları siyasetin diğer halkların gerçekleriyle çelişmeleri göz önüne alınmadan bir grubun siyaseti yapılmakta.Bunlara karşı durmak bir süryani olarak benim görevim.Üstadımın
tembihi;
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
....Düşüncem budur....

Kaldı ki bende site yönetimine Renkler solmasın,Kültürler Kaybolmasın sloganlı bir sitede kültürlerin yağmalanmasına neden olan siyasetin halklara maal edilen mesajların yayınlanmaması gerektiğini söyleyebilirim.Burası bir süryani sitesi kürtlerin siyasi sitesimi diye bir eleştiri geliştirebilirim.Bunu yapmam ama mücadelemi gösteririm.Bu böyle biline.
(site yönetiminin benim için yapacağı bir eleştiri benim için bir kazanımdır.Hiç zoruma gitmez arkadaşlar.)
 
Kimden: bawer  78.162.159.***
25.03.2009 13:19:41
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
Vermiş olduğun bilgiler yada yorumlar senin deyim ile, hangi arkadaşların bilgi-yorumları ile aynıdır? Bir takım içi boş söylemler ile kendini ne kadar haklı çıkartabilirsin.

Ne zamandan beri Ahmed Arif senin üstadın olmuş? Ahmed Arif o cümleleri tamda senin gibi iki yüzlüler için kullanmışken.. iki yüzlülüğününe güzel süslüyorsun.

Kullanmış olduğun her arguman buram-buram faşistilik-düşmanlık kokuyorken, Nasıl olurda kalkıp burada bir takım insani kavramlardan bahsedebiliyorsun?. Tevecühün olmalı..

Evet, Kürt halkının halı mucadelesini yürüten sisyasi yapılarını desteklerim. Ve desteklemektende asla gei kalmayacağım. Bu böyle bilinmelidir. Kaldı ki, ezilen bir ulusun halkı mucadelesini desteklemek sövenizm değildir. Tamda Enternasyonalizmin gerekliliğidir.Dünyanın neresinde olursa olsun, ezilen halkın adı ne olursa olsun bir Entrnasyonel olarak her pratforumda-ortamde desteğimi sunacağım. Bu benim en ilkeli görevlerimden biridir. Kürt düşmanlığındn ötürü her dafasında oradan buradan bir takım argumanlar getirerek kullanılan kavramların altını başlatmaya calişiyorsun, ama nafile kendi-kendine çalar oynarsın. Öteye gidemezsin.

Elbette bu kavramlar bir tek dünya halkı için kullanılamaz. Bune her dafasında dile getiriyorum. Fakat yaşadığımız çoğrafya itibari ile, her bakımdan yoğun bir şekilde etkisinde kaldığımın bu yakıcı sorunu dile getirmek, en insani görevimizdir. Bu bakımdan yıllardır bu savaşın en büyük mağdurlarından biri olmuş olan biz süryani halkının da bu temelde desteklerini sunması en başta bizim yararımızadır. Nitekim bu dayanışmanın ürünü olarak bir çok geri dönüş sağlanmış, kendi sorunlarımız dile getirilmiş, ve buna dair bir takım hareketilikler sağlanmış-ortaklaştırımıştır. Ama ne hikmese, her defasınd abuna karşı çıkıyorsun. AKP, CHP ve benze bir takım oligarşik düzenin elcilerinin arkasında saf tutmuş bizi sövenizmle suçluyorsun. Eğer Kürt halkı hakim sınıf olmuş olsa idi, ve inkar-imha politikalarını dayatmış olsa idi aynı şekilde onlara karşıda bir duruş sergilerdik. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Bırakın sömürgeyi, alt sömürge durumunda olan bir halkın mucadelesi nasıl olurda şövenizm olur. Hayli ilginç. Evet oligarşik düzenin arkasında saf tutacağıma, Kürt halkının haklı mucadelesinin arkasında saf tutmayı yeğlerim. Cünkü; biliyorum ki, orada insana dair, bana dair bir çok kazanımlarım var. Bunlar madde-meta olamasa da, en kutsal insani değerlerdir.

Bir süryani olarak nasıl bir mucadele örneğin var.. haikatten merak konusu.. Önecelikle şunu net olarak ifade etmek istiyorum. Süryani olmadığın gibi, aynı zamanda Süryani düşmanısın. Seni Midyat a davet ediyorum. buyur gel seçim calşmalarımıza katıl. Senin ne kadar süryani olduğunda netleşmiş olur. Şunuda ifade edeyim ne seni nede yorumlarını zerre kadar dikkate almıyorum. cevap vermemin nedeni forumda bir çok insanın yorumları takip etmesinden ötürüdür. ve insanların bir takım yanlış düşüncelere kanalize olmalarını engellemek içindir ki, seni cevaplıyorum. Yıllardır içerisinde bulunmuş olduğum yapı bu tiplerin masesini her zaman düşürmüştür.

Bir halkın bayramına tahammül edemeyecek kadar faşistsin..

Forum halkına sevgiler..
 
Kimden: baterisst  78.182.81.1***
25.03.2009 17:45:13
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
Verdiğim bilgiler senin buraya aktardığın bilgilerin doğruluğuyla eşit değerdedir.İyi oku aynıdır demiyorum doruluk olarak aynı değerdedir diyorum arkadaşım.Yani nevrozun mezopotamyaya ait olduğuna dair ne kadar bilgi varsa ait olmadığına dair okadar bilgi vardır.Ne yani ahura mazdayı inkarmı edeceksin.Asya dini olan Zerdüştlüğün nevroz üzerindeki etkiyi inkarmı edeceksin?Nevrozun asya geleneği olduğunu inkarmı edeceksin?İrani halkların aslen asyalı olduğu yalanmı?En azından bizlere verdiğin bilgilerin karşıtı olarak mevcut bu bilgiler her kaynakta.Bunları içi boş diğe geçiştiremezsin.Al işte sen niçin hazmedemiyorsun?Ne yani sadece kürtlerin kültürel zenginliğinin ürünümü nevroz belirttiğin gibi?Kürtler sadece bir tanesi.Kürtler bu bayramı kutluyan irani halklardan sadece bir tanesidir yalanmı?Bu niçin zoruna gidiyor?Abes bir şey varmı burada?
Ama sen ne yazık ki nevrozu alıp mezopotamyaya kürt siyasetinden dolayı maal ediyorsun.Mezopotamya geleneği değildir arkadaşım kaynaklar yalanmı söylüyor?Niçin bu soruları cevaplamıyorsun?Niçin asur krallarının akituyu anlattığı tabletlerde nevroz geçmiyor niçin?Bunlar gibi nece sorular sorulabilir.Hadi diyelimki mezopotamya halklarınındır newroz.Mezopotamya halklarının umududur.Hatta biz süryanilerde akituyu kürtlerden newrozu kopyalayarak bayram yapmışız.Kabul ediyorum.
Pekala sen böyle bir yazıyı yazarken bu siteyi ziyaret eden diğer halklardan insanları hiç düşünmüyormusun arkadaşım?Farsları,Türkleri,Azerileri,Kırgızları,Özbekleri,Gürcüleri bunun gibi türkiyede yaşayan nice halkları hiç düşünmüyormusun?Nedenmi?Çünkü bu halkların ortak bayramlarını cımbızla içlerinden çekip bir halka maal ediyorsun.Yanındada nice çarpıtmalarla mezopotamyaya dokunuyorsun.Bu da yetmiyor seçtiğin kürt siyaseti içerisinden birde farklı çevrelere dil uzatıyorsun.
Birde daha derine iniyor partileşmeyi eleştiriyorsun.
Türkiyede yaşayan halkların ve onun içindeki grupların siyasi görüşünedemi saygın yok?Senin savunduğun melekler ordusuyla oluşturulmuş bir grup siyasetimi ki günahsız,kusursuz savunulası tek gerçek doğru siyaset oluyor?Yada mardinde siyasilerin astığı pankartların içinden en güzel sözler olanı bumuda cahil bir insan gibi
diğerlerini dışlıyorsun?Bu hakkı sana kim veriyor?Adeta bir grubun savunuculuğunu yapıyorsun burada.Şiddetli bir savunucusun,Kendi doğrularına ters düşen doğrulara hazmedemiyorsun.Evet kürt siyaseti yapıyorsun.Burası bir süryani sitesi hatırlatmak isterim.Sizlerin birleştiği davalarla bütün süryaniler birleşecek diye birşey yok.
Sen bir süryani olarak bazı davalara sempati duyuyor olabilirsin.Ama bizim halk gerçeklerimizi göz ardı ederek bunu yapıyorsan,unutmaki senin savunduğun doğruların kurbanı 20 milyonu aşkın süryani vatansız olarak yaşıyor dünyada.Beni mardine davet ediyorsun.Gayet hoş.Orada kürtlerle kardeş bir şekilde yaşıyorsunuz değilmi ne güzel.
Her halk birbirine saygılı ne güzel.Peki git birde ırak süryanilerinin durumuna bak bakalım.Senin gibiler türkiyede azınlık ayağına kürt siyasetiyle can ciğer kuzu sarması oluyorlar.Git birde ıraktaki,suriyedeki süryanilerin vatanlarını bırakmadıkları için kürt siyasetinin onlara ne yaptıklarını gör bakalım.Tabi senin şu meşhur günahsız kürt siyasetinin yaptığını hazmedip kabul edebilirsen.Peki türkiyedeki nufusumuz ne arkadaşım bunu biliyormusun?
Kabadan aktarıyorum;türkiyede 20.000 süryani yaşamakta 15.000 i istanbuldaymış.Dünyada 20 milyonu aşkın süryaninin yaşadığı saptanmış bu arada.

Birde kürt vatandaşları aktarıyorum.Günümüzde,geçmişteki sayıma oranla 17 milyon civarında türkiyede kürt yaşadığı biliniyor.Dünyada 25 milyon oldukları sanılıyor.

Türkiyede 20 bin süryani varken hangi demokratik halk mücadelesinden bahsediyorsun?Güney doğu anaduludaki 5-10 bin süryaniyle ne yapılabilir?Sana süryanilerin anavatanını
kim emanet ettide vatanları hakkında böyle peşin satanlar gibi tavır alıyorsun? 20 bin süryani ,kürtlerle mücadele verseki nolur arkadaşım çözümmü? Sen türkiyedeki süryani kimliğinle sadece kürt siyasetine çıtır çezerez olursun arkadaşım bunun öz eleştirisini yaptınmı hiç acaba?
Sayısal gerçekleri hiç irdeledinizmi kürt siyasetinin peşinden koşmadan önce.Sen süryani olarak var olabiliyormusun ki demokrasiden bahsediyorsun.Bizlerin türkiyede hiç birşey yapamamasının nedeni budur.
Merak ettiğim birşey var ey meleklerden oluşmuş kürt siyasetinin mücadeleci ferdi; sana sormak istiyorum:
Biz vatansız yaşayan süryaniler vatanımıza geri dönmek istediğimizde bizlere vatanımızı geri iade edecek misiniz?
İşgal ettiğiniz vatanımızı geri iade edecekmisiniz.?
20 milyon süryaninin anavatanı olan turabdini,güneydoğu anadoluyu,kuzey ırağı bizlere geri verecekmisiniz.?
Kürdistan diye millete zorla aşıladığınız yalan vatanınızın adını süryanilerin değiştirmesine izin verecekmisiniz?
Cevaplarınız evetse sizler gerçek üstü meleklersiniz.
Ne güzel olurdu evet olsa dimi.Ama ne yazık bu melekler
süryanilerin vatanından hala onları kovmaya çalışmakta.
Hala yok etmeye çalışmakta.Yaşadığı toprakları kürdistan haritaları çizerek kendilerinin zannetmekteler.Bunlara güney doğu anadoluda dahil.Yalanmı baş melek mor bawer?
Bunlar senin için bir şey ifade etmiyor olabilir.Ama ölürken bile doğduğu dağları görme arzularıyla ölen dedelerimiz var.Sormazlarmı adama sen kimin adına kimden izin alarak mücadele verdin bu topraklarda?Sen süryanilerin kürt mücadelesiyle birlikte olmaları gerektiğini nasıl biz süryanilere zorla kabul ettirirsin?
Şu yüzsüzlüğüne bakarmısın kendi bencil çıkarların uğruna olan davayı ben kabul etmiyorum diye beni süryanilikten red ediyorsun bey efendi.Sorarım sana sen kimsin?Senin ne yetkin varda süryaniler adına böyşe peşin satanlık yapıyorsun?Senin gibiler adamın olmadığı yerde zorla adam olanlardır arkaşım.Çanak yalayıcılıktan başka yaptığın bir şey yoktur herhalde.Süryaniyim diyipte allahsız felsefelerin peşinde koşacak kadar acizsin arkadaşım.
Neymiş benim dilime yaklaşıyorlarmışta kolluyorlarmışta niye geri çevirsinmiş? Çevirme arkadaşım bırakda sana aramiceyi süryanice yapan hristiyan ilahiyatçıları anadilini öğretsin.Sen eğer bu kadar diline,kültürüne aşıksan uğruna mücadele vermeyi göze alıyorsan önce mücadele edilecek gerçekleri bir göz önüne al bakalım.Süryaniler için vatan sorununu saçma buluyorsun ama.Nasıl bir vatan severliktir bu anlamadım!Senin bir sorunun var şövenlik sorunun arkadaşım.Kürt siyasetine aşıksın devam et özgürsün.Ama halk gerçeklerimizi inkar edip bizleri ezme.Ve sana şu gerçeği söyliyim kürtler bir çok süryani için ezen halktır,sömüren halktır.Kanıtı ortadadır vatansızlığımızdan daha büyük bir kanıt varmı?
Ben bir süryani milliyetçisiyim senin tabirinle.Böyle olmaktan grur duyuyorum.Sorarım milli değerlerim tamamen bitmek üzereyken vatanımın üzerinde bölüşmeler yapılırken onların çanağınımı yalamalıyım?Milli gerçeklerimi inkar edeceksem süryaniliğimin,asuriliğimin ne anlamı var.Türküm derim çıkarım işin içinden.Süryani milleti varolacaksa milli mücadele üzerinden var olacaktır.
Bunu senin gibiler anlayamaz.Çünkü senin gibilerin vatan,milli değerler gibi bir sorunu yok.Sen şimdiyi yaşamaktan bahsediyorsun ama geleceği meçhul 20 milyonu aşkın süryani insan var dünyada.Ve her geçen günde vatansızlığı resmileşiyor.Adına savaşlar yapılıyor,haritalar çiziliyor.Sorarım sana milli bir mücadele bizi kurtarmayacaksa nedir bizi kurtarak olan?
Ezici çoğunluğun ayakları altında tamamenmi yok olmak.Herşeye halkların kardeşliği çerçevesinde bakamazsın.
Halk olarak sorun yoktur hiç bir halkla.Sorun senin gibi kardeşliğin arkasına sığınarak ezici güçlerin siyasetinin
aleti olmak.Siyasi olarak kürtlerle ve türklerle dünya kadar fark var aramızda.Niçin bunu kabullenmek istemiyorsun?Aslında kabul ediyorsun arkadaşım, ama türklerle olan siyasi farkımızı çok güzel fark edebiliyorsun.Ama kürt siyasetiyle olan farkımızı niçin kabul etmiyorsun?Çünki kürt siyasetine olan şiddetli bağlılığın bunu gerektiriyor.Şöven duyguların seni yönlendiriyor.Buna diyeceğim hiç birşey yoktur arkadaşım.
Her insan özgürdür,istediği herşeye inanabilir.Ama sana anlatmak istediğim senin bu öznel çıkarımlarının ve kabullerinin büyük bedeller ödemiş bir topluma maal olamayacağıdır.Senin düşüncende olan insanların etnilik gözetmeksizin evini kullanmasına izin verebilirsin,arabanı kullanmasına izin verebilirsin,hatta onunla ölüme bile gidebilirsin bu dünyadaki hiç kimseyi ilgilendirmez.
Bu senin öznel kabullerinin ürünüdür.Sorumlusuda sen olursun.Ama bu davranışlar topluluğunu bir halka zorla maal edemezsin.Anlatabiliyormuyum?Aynen senin kafandaki süryani davasıyla ilgili düşüncelerinin milyonlara uymayacağı gibi.Ve sen bu öznel çıkarımlarının ürünlerini bizlerle paylaşıyrsun.Ama her satırı senin öznelliğin kokuyor.Senin gibi bir süryani için chp pis bir parti olabilir.Ama bağzı süryanilerde bu partiyi atatürkün onlara emaneti olarak görmekte.Bunu atatürkün süryaniler hoş insanlardır misali bir sözün uğruna yapan süryaniler var.Lütfen kendine gel ve doğrularını başkalarına zorla kabul ettirme sevdandan vaz geç.Sen neysen o sun arkadaşım.Ben ne isem oyum.Herkes kendinden sorumludur.
Bir söz vardır; "herkes insanları değiştirmek ister ama kendini değiştirmeyi hiç düşünmez."Sen kendinide değiştirme ama yeterki genellemeler yaparak insanların doğrularını zorla değiştirmeye kalkma.Sen 20 milyon süryaninin içerisinden sadece bir tanesisin.Bende sadece birtanesiyim.
Birde şu olay var.Ben tahammulsüzüm evet ama yapılan şövenizme tahammulsüzüm.Çıkarları yüzünden bir etnik halk üzerinden siyaset yapanlara tahammulsüzüm.Halkları toprağa gömen siyasetin, çıkarları için onlara yanaştığını görmek beni çıldırtıyor.Sizin gibilerin ne yaptıklarını çok iyi biliyorum.Ari ırkına mensup olmayan halkları kıyımdan geçiren alman nasyonal sosyalistlerinide iyi bilirim.
Milleti aç bırakıp silaha yatırım yapan sosyalist rusyayıda okuyoruz elbet.....

Birçok halkın ortak bayramını senin gibi bir şövenist kendi siyasi görüşleri uğruna yağmalayabilir ancak.

...HALKLARIN KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERİNİN SİYASİ ÇIKARLARA SERMAYE EDİLMEMESİ DİLEĞİYLE....











 
Kimden: bawer  78.162.151.***
26.03.2009 12:05:39
Cevap: Çarpik Kişiliğe Eleştiri..
kişilik ne ile varolur? kuşkusuz insan cisim olarak tanımlanamaz. bir kişiliği içinde bulunduğu duygu ve düşünce dünyasıyla, maneviyatıyla, çalışma ve yaşam tarzıyla tanımlamak gerekir. bir kişiliğin özellikleri de burada ortaya çıkar. bbunun dışında olan şey, maddi bilimdir, fizyolojik olaydır. hemen herkes için aynı özellikler arz eder, özgünlüğü yoktur ve biyolojik organizmayı içerir. fakat kişi olarak varolmak, ruh halinden tutalım günlük yaşama, söylem-tutum ve davranışlara kadar kendini ortaya koyar. kişilik şekillenmesi burada ortaya çıkar. yine insan, düşünen, iş yapan, canlı bir varlık olarak, yaşamı yeniden üreterek kendisini ortaya koyar. kendini yeniden üretmenin temel özellikleri ve insanın kapasitesi burada açığa çıkar. kişinin özgünlüğü, birey olması, üretken, yaratıcı, etkileyici bir yapı kazanması da bununla olur. dolayısıyla kişi olarak varolmak bir tarz, duruş ve hareketlilik olayıdır. bireyi böyle ele almalıyız. çok soyut kavramlardan, kişinin gösterdiği davranışlara kadar somutlaşmış, ayrıntıya ulaşmış bir düzeye indirgemeliyiz. tarz ve duruş konusunu da böyle ele almalıyız. dolayısıyla öyle çok genel tanımlardan veya soyut kavramlardan uzak durmamız en doğrusu olur. bu hususu yaşamla bağı olmayan kavramlarla izah etmeye kalkarsak, hata yapmış oluruz. onun yerie, çok basit gibi görünen günlük davranışlardan yola çıkarak kişinin yaşama yansıyış biçimleri üzerinde kafa yormak en doğrusu olur. düzeltmeyi, değişimi-dönüşümü buradan başlatıp geliştirmeliyiz. buna göre de kendimizi eğitmeliyiz.

bir bireyin kendisini geliştirmesi, çok soyut bazı şeyler öğrenmesi değildir. düşünce ve davranış gücü kazanması, düşünce ve davranışlarına bir yön vermesi, onları ifade etme gücünü geliştirebilmesi ve zenginleştirebilmesidir. bir kişi ne kadar çok yönlü ifade gücüne sahipse o kadar eğitimlidir. kendini ne kadar çarpıcı, çekici, etkileyici düzeyde ifade edebiliyorsa, o kadar eğitimlidir. ne yaptığı belli olmayan, ne düşündüğü bilinmeyen, ne söylediği anlaşılmayan, nasıl yaşadığı çözülemeyen bir kişiliğin kaznç getirmesi de mümkün değildir. bu kişilik, karşı duruşlar da bütün söylemi bir safsata üzerinden gelişir. öyle bir kişiden yarar gelmez. o kişinin kendini eğittiğinden-humanizminden bahsedilemez. o nedenle eğer insani bir duruştan-humanizmden bahsediyorsak, tutum ve davranışlarımızda gözle görülür değişiklikler yaratmamız gerekir. ifade gücümüzü arttırmamız, anlaşılır, etkileyici, çekici, kazanıcı, zengin bir ifade gücüne ulaşmamız lazım. bu sözle, tutum-davranışla ve ilişkiyle olur. onlar, birer yansıyış biçimidir. fakat burada esas olan kendini ifadenin etkili, çekici ve kazanıcı olması, bunu sağlayacak bir söz ve davranış düzeyine ulaşılmasıdır. bir sanal forum ortamında olsa dahi, bütün bunlar doğru ve etkili bir yaşam için gereklidir. diğer yandan halka dair çalışma yürütmek, halkı örgütlemek, insanları kazanmak, etkilemek, birlikteliğe-eyleme çekmek, yani yaşamda etkili ve başarılı olabilmek için de bu hususlar önemlidir. ne düşündüğü anlaşılmayan, sğdan-soldan ezber mantığı ile ne söylediği belli olmayan, nasıl davrandığı bilinmeyen, bunları etkili yapmayan bir kişiliğin insanları kazanması, kömüne çekmesi, dolayısıyla yaşamda başarılı olması mümkün olmaz.

bizler özgürlük, eşitlik, paylaşım istiyoruz, ama bunu herkes istiyor. milyonlarca insan bunları gerçekten istiyor. Fakat bir şeylerin istenmesi ayrı, gerçekleşmesi ayrıdır. bu nedenle çarpik kişiliğin zıttı olan halkçı-hümanist kişiliği sadece o tür bazı ideolojik hedefelerle tanımlayamayız. Öyle tanımlarsak aynı hedeflere ulaşmak isteyen milyonlarca htta milyarlarca insandan farklı yanlarını göremeyiz. ortak bir şeylerin istenilmesi önemlidir, bunun yanı sıra istemekle onu elde etme çabası ne kadar uyumlu? istiyorsun, fakat istediğini elde etmek için ne kadar çalışıyorsun? düşünce, yaşam, çalşma ve davranış tarzın ona ne kadar uygun? istediklerini ne kadar gerçekleştiriyor? birçok insanın isteğinin farklı, davranışları daha farklıdır. aslında yüzde yüz karşıt bir konumda olma gerçeği vardır. günlük yaşamıyla, duruşuyla, tarzıyla, davranışıyla istiyorum dediği şeye karşıt konumdadır. kendi istediğini, davranışlarıyla boşa çıkartma durumu da tutarsızlık anlamına gelir. halkçı-hümanist kişilik gerçeği, bu konuda tutarlılık gerçeğidir. İstemekle kalmıyor, istediğini nasıl elde edeceğini doğru tespit ediyor, elde edeceği çizgiye kendisini bütünüyle veriyor. istekleri onun nasıl yaşamasını, çalışmasını, davranmasını gerektiriyorsa, ona göre hareket ediyor. çarpik kişilik bütünü ile bunun zıttıdır. söylemde en ileri düzeyde pratik istemi vardır. ama yaşam pratiğinde bu yoktur. bütünü ile kendini dayatır.

düşüncenin ifade ediliş tarzı önemlidir. burada hitabet-söylem ortaya çıkar. hitabet-söylem sözlü ya da yazılı olur. hitabet-söylem veya düşüncenin ifade ediliş tarzı sadece sözle değildir. halkçı-hümanist bir pratik yapmak, yaşamı ona göre düzenlemek, kıısaca davranışlar da düşüncnin ifade ediliş tarzı olur. doğru ifade ediliş, doğru duruş tarzı davranıştır denilebilir. bir insan nasıl davranıyorsa (söylem-eylemde) düşünceleri de gösterdiği davranış gibidir.

kendimizi en çok gösterdiğimiz, ifade ettiğimiz, en az kafa yorduğumuz, en az dikkat ettiğimiz bir saha da davranış tarzımızdır. disiplinli-duyarlı yaşam ve davranış insana zor gelir. biraz keyfiyet veya çarpiklik hoş gelen, egomuzu etkileyen çok yaygın bir olgu olmaktadır. bu durum amaç ve duruş zayıflığıyla bağlantılıdır. cünkü yaşam disiplini, amaç edinmeyle bağlıdır. güçlü amaçları-duruşu olanlar, önlerine hedef koyanlar ve onu nasıl gerçekleştircekleri üzerinde kafa yorarlar. bu durum onlara doğru bir yaşam ve çalışma tarzı kazandırır. fakat yaşamda amacı az olan, zayıf olan, çok fazla amaç gütmeyenler, böyle bir bilince, duruşa sahip olmayanlar rastgele hareket ederler. karmaşık bir düşünce biçimi üzerinden saldırgan bir uslup ile kendilerini dayatırlar. ve bu; amaçsızlık, kendine görelik ve rasgteleliği doğurur. kişide çok fazla keyfiyet ve rastgelelik varsa bu, amaç zayıflığından ve ciddi bir halkçı-hümanist duruşu olmamasından ileri gelmektedir.

forum halkına en içten selamlarım ile..
 
Kimden: tamer  88.242.102.***
27.03.2009 10:23:00
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
arkadaşlar sizlere çok önemli bir bilgi sunmak istiyorum...newroz denilen olgu ne kürtlere ne süryanilere ne de orta asya halklarına aittir...newroz bizim aileye mahsus ve sadece bizimdir...noterden tasdik ettirdik...ayrıca kolbastı ve iskender döner de bizim aileye ait...noter olayı yani,,,dünya tek dile tek dine tek kültüre giderken sizler hala ortaçağ zihniyetiyle şu senin şu benim kavgasındasınız...bende diyorum ki bırakın bu mawraları gerçeği görün....ben ömrümde süryaniler kadar içine kapalı, türkler kadar mazisiyle övünen ve kürtler kadar oynak bir millet görmedim...birgün milliyetçi birgün issrailci birgün amerikancı birgün avrupalı birgün mezopotamyalı...birgün birgün birgün oooooffffffffffffffffff.......
 
Kimden: tamer  88.242.102.***
27.03.2009 10:32:59
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
ha bu arada unutmuşum özür dilerim ....mor gabriele dokundurtamnın bir parçası olmak istiyorum ...tabiki dokundurtmayacağız....
 
Kimden: firat  79.214.75.2***
1.04.2009 14:47:49
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
sayin tamer kardes hic kimse merak etmessin mor gabrieli kimse dokundurmasina izin vermiyeceyiz allahin izniyle bu önimizdeki günlerde umarim mahkeme dogru ve isabet karari verecektir 1600 yillik tarihli olan manastirimizi elimizden alip baskalarina verecek hali yoktir biz mahkemeye guveniriz ve saygiliyiz turkiye hukuk devletidir

YASASIN ÖZGÜLÜK YASASIN DEMOKRASI ILE YASAMAK
 
Kimden: metin  88.235.192.***
10.04.2009 01:16:01
Cevap: NEWROZ PİROZ BE
Newroz Nevruz Ergenekon
"90 ile 94 yıllarında arasında Kürtlerin büyük bedeller ödeyerek yarattığı Newroz, devletin kolaycı tutumuyla yavaş yavaş içi boşaltılmaya başlandı."

İbrahim Genç / Toplumsal Araştırmacı

“Bu Ergenekon hadisesinden çıkacak mühim netice, bizim bugünkü milli mücadelemizle benzeşmesidir. Dokuz kişiden türeyerek düşmanlarından intikam alan Türk soyunun, bugün de kendi varlığına kastedenlere karşı silahlanmış ve yarın muvaffakiyetini temin edeceğine ve Ulu Tanrı nın yardımı ve milletin gayretleriyle kara günlerden kurtulacağına eminim.” sözleriyle Besim Atalay, 23 Mart 1921 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde Cumhuriyet in ilanıyla Newroz-Nevruz un neden diriltilmesi gerektiğini anlatır. Ki Atatürk ün bu yıllarda Ankara da yapılan kutlamalara icabet ettiği anlatılmaktadır. Cumhuriyetle birlikte bir öze dönüş projesiyle çıkılan yolculukta her ne kadar Newroz-Nevruz a yönelik de millileştirme çalışılması yürütülmüşse de bu pek tutmamıştır.



Üniversitelerin Türkoloji bölümlerinde Türk Halk Bilimi kürsülerinde Türklüğün mitolojisine yönelik derin çalışmalar yapılmasına rağmen 90 ların sonuna kadar Newroz un bir Türk bayramı olduğuna kimse vurgu yapmamıştır. Bırakın vurgu yapılmasını, Newroz un kutlanmaması için yıllarca engeller çıkarıldı. Hal böyleyken ne zaman ki Newroz, yüz binlerce Kürt ün etkin bir şekilde kendini gösterdiği ve demokrasi talep ettiği devasa mitinglere dönüştü işte o zaman “siyasi etik”, aslında Newroz un Türklerin bayramı olduğuna karar verdi.



90 ile 94 yıllarında arasında Kürtlerin büyük bedeller ödeyerek yarattığı Newroz, devletin kolaycı tutumuyla yavaş yavaş içi boşaltılmaya ya da sadece Türklüğe mal edilmeye başlandı. Milliyetçi duruşuyla bilinen Yeniçağ gazetesi bu günü “Nevruz Türk Bayramıdır” başlığıyla verdikten sonra “En eski Türk bayramı olan Nevruz, Türkler aracılığıyla Avrasya ya yayılmıştır(21.03.2005)” gibi ifadelerle bu bayramın kaynağını Orta Asya ya kolayca bağlayabilmektedir. Ki bunun için Ergenekon destanı, yorumlanarak bir Newroz hikayesi de anlatılmaya başlanmıştır. Bu sebeple bazı kaynaklarda, Newroz un diğer adının Ergenekon Bayramı olduğu ve dolayısıyla Newroz un bir Türk bayramı olduğu da belirtilmektedir. Bu hikayeye göre düşman saldırılarından dolayı Ergenekon denen yere sığınan Türkler, 400 yıl burada mahsur kaldıktan sonra gök yeleli Bozkurt un yol göstermesiyle bu tutsaklıktan çıkıp, yok olmaktan kurtulmuşlardır ve Türkler o günü bayram ilan etmişler. Bu sebeple olsa gerek ki Ergenekon, Kürtlerce daha kitlesel olarak kutlanan Newroz ile karıştırılmaktadır.



Buna karşın Nizamülmülk ün Siyasetname sinde “(…)Nevruz günü padişahın halk için toplantı yapması acem meliklerinin adeti idi.” Şeklinde geçmektedir. Yine birçok halk için olduğu gibi Türkler için de Newroz, “Toprağın uyandığı gün” ve “Kurtuluş günü” gibi anlamlar taşımaktadır. Türkiye, Kürtlerin yüz binlerce insanla açık alanda festival şeklinde Newroz u kutlamaları karşısında devlet de 90 lı yıllarda bir adım atıp Newroz un resmi olması yönünde bir adım atıp Newroz u da Nevruz yaptıktan sonra devlet kurumlarının bahçesinde takım elbiseli, kravatlı kutlamalar tertip etmeye başlamış ve devlet yetkilileri de temsili olarak demir dövüp hiç inanmadıkları ateşin üzerinden el ele tutuşup atlamaya başladılar.



KÜRTLER VE NEWROZ



Kürtler penceresinden bakıldığında ise gerek Zerdüştlük ten gelen dini etki olsun gerekse baskılar, yasaklamalar olsun bu yüzden Newroz, ulusal bütünleşme günü olarak algılanageldi. Ortadoğulu birçok halkın ortak kurtuluş bayramı olan Newroz için hemen her halkın kendi mitolojik anlatıları var. Doğanın belirgin olarak canlılığını gösterdiği, gece gündüz eşitliğinin olduğu mart ayında, halkların duyuş ve yaşayışlarında da bir canlanması neticesinde her halkın bu günü farklı isimlerle kutlaması normal olsa gerek.



Buna karşılık Newroz un Ortadoğu eksenli ortaya çıktığını etimolojik olarak kabul edip böyle yorumlamalıyız. Bilindiği üzere “İranî dillerdeki Gün anlamına gelen Ruz(Farsça), Roc (Belucça), Roj (Kürtçe) sözcükleri Proto-İranîce nin “Rauça”sından gelir(wikipedia.org)”. Her ne kadar birçok halk tarafından “Doğanın uyanışı ve bahar bayramı” olarak kutlansa da Kürtlerin eski dini olan Zerdüştlük ten dolayı Kürtler için Newroz, kutsal bir hüviyet kazanmıştır.



Bu konuda gerek Firdevsi nin Şehname sinde gerekse Şeref Xan ın Şerefname sinde meşhur Demirci Kawa hikayesi anlatılır ve Kürtlerin yok olmaktan nasıl kurtuldukları anlatılır. Bu hikayeye göre halka zulmeden Kral Dehhak ın yaptıklarına karşı çıkan Demirci Kawa, isyan eder ve Kral Dehhak ı öldürür. Bunun üzerinde bu zafer, Zerdüştlük te kutsal olan büyük ateşlerin yakılmasıyla kutlanır. Klasik Kürt edebiyatının en etkin şairlerinden olan Ahmede Xane nin “Mem u Zin” eserinde ise Newroz, genç kız ve erkeklerin birbirini görüp beğendikleri bir kutlamadır.



HALKLARIN ORTAK BAYRAMI



Bu bayramın mitolojik boyutunun yanında, Türkiye de Kürtlerin dilleri ve kültürleri üzerinde uygulanan yoğun asimilasyon politikasından dolayı Newroz, 90 lı yıllarda siyasal bir boyut kazandı. Bu sebepledir ki Newrozlar, Kürtlerin özgürlük adına seslerini yükselttikleri festivallere dönüştü. Öyle ki yasaklamalara rağmen kitlesel olarak kutlanmaya çalışılmıştır. Bölgede bazı valilerin keyfi uygulamaları sonucunda da birçok sivil bedel ödemiştir. Bilindiği üzere geçen yıl ki Newroz kutlamaları, yasaklanmayan yerlerde olaysız ve coşkuyla kutlanırken; yasaklanan yerlerde olaylar çıkmış ve 6 sivil yaşamını yitirmiştir.



Siyasilerin halka karşı şirin gözüktükleri bu seçim günlerinde Deniz Baykal ın Newroz ve 1 Mayıs resmi tatil olsun açılımı nasıl ele alınacak bilinmez ama artık Türkiye de Newroz, Kürtlerin ve Türklerin birlikte kutladıkları ortak bir dayanışma bayramı olmalıdır. Bu sebeple Başbakan Erdoğan yüz bince insanın Newroz coşkusunda yükselen sese kulak vermeli ve Newroz u kitlesel olarak kutlayan Kürtler medyanın objektiflerine girebilmeli artık. Başta Türk ve Kürt halkı olmak üzere, bütün dünya halklarının Newroz u kutlu olsun.





http://www.yuksekovahaber.com/ sitesinden 10.04.2009 tarihinde yazdırılmıştır.
 
CEVAP YAZ - Onaylı Üyelik Gerektirir
isim:
konu:
cevap:
   

   


© Copyright 2008 www.suryaniler.com
tasarım: Web Tasarım